"Ona" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "Ona" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 347

SURE ADI AYET
Kehf (34) Derken onun büyük bir serveti oldu. Arkadaşıyla konuşurken Ona dedi ki: "Benim malım seninkinden daha çok. Adamlardan yana da senden daha üstünüm."
Kehf (37) Arkadaşı Ona cevap vererek dedi ki: "Seni topraktan, sonra bir damla döl suyundan yaratan, sonra da seni (eksiksiz) bir insan şeklinde düzenleyen Allah'ı inkâr mı ediyorsun?"
Kehf (65) Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz Ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
Kehf (66) Mûsâ Ona, "Sana öğretilen bilgilerden bana, doğruya iletici bir bilgi öğretmen için sana tabi olayım mı?" dedi.
Kehf (88) "Her kim de iman eder ve salih amel işlerse Ona mükafat olarak daha güzeli var. (Üstelik) Ona emrimizden kolay olanı söyleyeceğiz."
Meryem (14) (Yahya dünyaya gelip büyüyünce onu peygamber yaptık ve kendisine) "Ey Yahya kitaba sımsıkı sarıl" dedik. Biz Ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah'tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir zorba değildi.
Meryem (15) Doğduğu gün, öleceği gün ve diriltileceği gün Ona selam olsun!
Meryem (17) (Ey Muhammed!) Kitapta (Kur'an'da) Meryem'i de an.Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, Ona Cebrail'i göndermiştik de Ona tam bir insan şeklinde görünmüştü.
Meryem (24) Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından Ona şöyle seslendi: "Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı."
Meryem (29) Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) Ona işaret etti. "Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?" dediler.
Meryem (35) Allah'ın çocuk edinmesi düşünülemez. O bundan yücedir, uzaktır. Bir işe hükmettiği zaman Ona sadece "ol!" der ve o da oluverir.
Meryem (49) İbrahim, onları da onların taptıklarını da terk edince Ona İshak ile Yakub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.
Meryem (52) Ona, Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve kendisi ile gizlice konuşmak için kendimize yaklaştırdık.
Ta Ha (11) Ateşin yanına varınca, Ona şöyle seslenildi: "Ey Mûsâ!"
Ta Ha (18) Mûsâ dedi ki: "O benim değneğimdir. Ona dayanırım, onunla koyunlarıma yaprak silkelerim. Onunla başka işlerimi de görürüm."
Ta Ha (39) "Onu (bebek Mûsâ'yı) sandığın içine koy ve denize (Nil'e) bırak ki, deniz onu kıyıya atsın da kendisini, hem bana düşman, hem de Ona düşman olan birisi (Firavun) alsın. Sana da, ey Mûsâ, sevilesin ve gözetimimizde yetiştirilesin diye tarafımızdan bir sevgi bırakmıştım."
Ta Ha (56) Andolsun, biz Ona (Firavun'a) bütün mucizelerimizi gösterdik de o bunları yalanladı ve reddetti.
Ta Ha (71) Firavun, "Demek, ben size izin vermeden önce Ona (Mûsâ'ya) inandınız ha! Şüphe yok, o size sihiri öğreten büyüğünüzdür. Şimdi andolsun sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve mutlaka sizi hurma dallarına asacağım. Hangimizin azabı daha şiddetli ve daha kalıcıymış, mutlaka göreceksiniz."
Ta Ha (74) Şüphesiz, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa, kesinlikle Ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de (güzel bir hayat) yaşar.
Ta Ha (120) Nihayet şeytan Ona vesvese verip şöyle dedi: "Ey Adem! Sana ebedilik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?"
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 Sonraki Sayfa >