"Ona" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "Ona" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 347

SURE ADI AYET
Yusuf (66) Babaları, "Kuşatılıp çaresiz durumda kalmanız hariç, onu bana geri getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermedikçe, onu sizinle göndermeyeceğim" dedi. Ona güvencelerini verdiklerinde, "Allah söylediklerimize vekildir" dedi.
Yusuf (67) Sonra da, "Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah'tan gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hüküm ancak Allah'ındır. Ben Ona tevekkül ettim.5 Tevekkül edenler de yalnız Ona tevekkül etsinler" dedi.
Yusuf (100) Ana babasını tahtın üzerine çıkardı. Hepsi Ona (Yûsuf'a) saygı ile eğildiler. Yûsuf dedi ki: "Babacığım! İşte bu, daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra; Rabbim beni zindandan çıkararak ve sizi çölden getirerek bana çok iyilikte bulundu. Şüphesiz Rabbim, dilediği şeyde nice incelikler sergileyendir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."
Rad (18) Rablerinin emrine uyanlar için mükâfâtın en güzeli vardır. Ona uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve onun yanında bir katı daha kendilerinin olsa, kurtulmak için hepsini kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte hesabın kötüsü bunlar içindir. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır!
Hicr (66) Ona şu durumu kesin olarak bildirdik: "Sabaha çıkarken onların sonu kesilmiş olacak."
Hicr (19) Yeri de yaydık, Ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.
İbrahim (12) "Allah bize yollarımızı dosdoğru göstermişken, biz ne diye Ona tevekkül etmeyelim? Bize yaptığınız eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler yalnız Allah'a tevekkül etsinler."
İbrahim (17) Onu yudumlamaya çalışacak fakat boğazından geçiremeyecektir. Ona her yönden ölüm gelecek fakat ölmeyecek, arkasından da şiddetli bir azap gelecektir.
İbrahim (30) Allah'ın yolundan saptırmak için Ona ortaklar koştular. De ki: "Bir süre daha faydalanın. Çünkü varışınız ateşedir."
Nahl (40) Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece, Ona, "ol" dememizdir. O da hemen oluverir.
Nahl (53) Size ulaşan her nimet Allah'tandır. Sonra size bir sıkıntı ve zarar dokunduğu zaman yalnız Ona yalvarır yakarırsınız.
Nahl (97) Erkek veya kadın, kim mü'min olarak iyi iş işlerse, elbette Ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükafatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.
Nahl (103) Andolsunki biz onların, "Kur'an'ı Ona bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur'an ise gayet açık bir Arapça'dır.5
Nahl (114) Artık Allah'ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Eğer yalnız Ona ibadet ediyorsanız, Allah'ın nimetine şükredin.
Nahl (122) Ona dünyada iyilik verdik. Şüphesiz o, ahirette de salihlerdendir.
İsra (18) Kim bu geçici dünyayı isterse orada Ona, (evet) dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadar hemen veririz. Sonra da cehennemi Ona mekan yaparız. O, buraya kınanmış ve Allah'ın rahmetinden kovulmuş olarak girer.
İsra (19) Kim de mü'min olarak ahireti ister ve Ona ulaşmak için gereği gibi çalışırsa, işte bunların çalışmalarının karşılığı verilir.
İsra (101) Andolsun, biz Mûsâ'ya apaçık dokuz mucize verdik. İsrailoğullarına sor (sana anlatsınlar): Hani Mûsâ onlara gelmiş ve Firavun da Ona, "Ben senin kesinlikle büyülendiğini zannediyorum ey Mûsâ!" demişti.
Kehf (7) İnsanların hangisinin daha güzel amel yaptığını deneyelim diye şüphesiz biz yeryüzündeki şeyleri Ona bir zinet yaptık.
Kehf (17) (Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler. Bu, Allah'ın mucizelerindendir. Allah kime hidayet ederse işte o, doğru yolu bulandır. Kimi de şaşırtırsa, artık Ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 Sonraki Sayfa >