"YEM" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "YEM" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 92

SURE ADI AYET
Maide (89) Allah, boş bulunarak ettiğiniz YEMinlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız YEMinlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda YEMinin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hallisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkanı) bulamazsa onun keffareti üç gün oruç tutmaktır. İşte YEMin ettiğiniz vakit YEMinlerinizin keffareti budur. YEMinlerinizi tutun. Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.
Maide (96) Sizin için de yolcular için de bir geçimlik olmak üzere deniz avı yapmak ve deniz ürünlerini YEMek sizlere helal kılındı. Kara avı ise ihramlı olduğunuz sürece size haram kılındı. Huzurunda toplanacağınız Allah'a karşı gelmekten sakının.
Maide (106) Ey iman edenler! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman vasiyet sırasında aranızda şahitlik (edecek olanlar) sizden adaletli iki kişidir. Yahut; seferde olup da başınıza ölüm musibeti gelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıkorsunuz da Allah adına, "Akraba da olsa, şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde şüphesiz günahkârlardan oluruz" diye YEMin ederler.
Maide (107) (Eğer sonradan) o iki kişinin günaha girdikleri (yalan söyledikleri) anlaşılırsa, o zaman, bu öncelikli şahitlerin zarar verdiği kimselerden olan başka iki adam, onların yerine geçer ve "Allah'a YEMin ederiz ki, bizim şahitliğimiz onların şahitliğinden elbette daha gerçektir. Biz hakkı da çiğneyip geçmedik. Çünkü o takdirde biz elbette zalimlerden oluruz" diye YEMin ederler.
Maide (108) Bu (usul), şahitliği layıkıyla yerine getirmeleri ve YEMinlerinden sonra başka YEMinlere başvurulacağından endişe etmelerini sağlamak için en uygun çaredir. Allah'a karşı gelmekten sakının ve dinleyin. Allah fasık toplumu doğruya iletmez.
Enam (145) De ki: "Bana vahyolunan Kur'an'da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan YEMe zorunda kalırsa yiyebilir." Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
Enam (121) Üzerine Allah adı anılmayan (hayvan)lardan YEMeyin. Çünkü bu şekilde davranış fasıklıktır. Bir de şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için mutlaka fısıldarlar. Onlara boyun eğerseniz şüphesiz siz de Allah'a ortak koşmuş olursunuz.25
Enam (119) Allah, YEMek zorunda kaldıklarınız dışında size neleri haram kıldığını tek tek açıklamışken, üzerine adının anıldığı hayvanları YEMemenizin sebebi nedir. Gerçekten birçokları nefislerinin arzularına uyarak bilmeden (halkı) saptırıyorlar. Şüphesiz senin Rabbin, haddi aşanları çok iyi bilir.
Enam (109) Eğer kendilerine (başka) bir mucize gelirse mutlaka ona inanacaklarına dair en güçlü YEMinleriyle Allah'a YEMin ettiler. De ki: "Mucizeler ancak Allah katındadır. O mucizeler geldiği vakit de inanmayacaklarını siz ne bileceksiniz?"
Araf (135) Fakat erişecekleri bir süreye kadar biz azabı üzerlerinden kaldırınca hemen YEMinlerini bozarlar.
Araf (49) "Sizin, ‘Allah bunları rahmete erdirmez' diye YEMin ettikleriniz şunlar mı?" (Sonra cennetliklere dönerek) "Haydi, girin cennete. Size korku yok. Siz üzülecek de değilsiniz" derler.
Araf (21) "Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim" diye de onlara YEMin etti.
Araf (16) Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, YEMin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım."
Tevbe (12) Eğer antlaşmalarından sonra YEMinlerini bozup dininize dil uzatırlarsa, küfrün ele başlarıyla savaşın. Çünkü onlar YEMinlerine riâyet etmeyen kimselerdir. Umulur ki, vazgeçerler.
Tevbe (13) YEMinlerini bozan, peygamberi yurdundan çıkarmaya kalkışan ve üstelik size tecavüzü ilk defa kendileri başlatan bir kavimle savaşmaz mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Oysa Allah, -eğer siz gerçek mü'minler iseniz- kendisinden korkmanıza daha lâyıktır.
Tevbe (42) Eğer yakın bir dünya menfaati ve kolay bir yolculuk olsaydı, (sefere katılmayan münafıklar da) mutlaka sana uyarlardı. Fakat meşakkatli yol, onlara uzak geldi. Gerçi onlar, "Eğer gücümüz yetseydi, elbette sizinle beraber çıkardık" diye Allah'a YEMin edeceklerdir. Onlar kendilerini helâke sürüklüyorlar. Allah biliyor ki onlar kesinlikle yalancıdırlar.
Tevbe (56) Kesinlikle sizden olduklarına dâir Allah'a YEMin ederler. Oysa onlar sizden değillerdir. Fakat onlar korkudan ödleri patlayan bir topluluktur.
Tevbe (62) Sizi razı etmek için, Allah'a YEMin ederler. Eğer gerçekten mü'min iseler (bilsinler ki), Allah ve Resûlü'nü razı etmeleri daha önceliklidir.
Tevbe (74) Bir şey söylemediklerine dair Allah'a YEMin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü söylediler ve (sözde) müslüman olduktan sonra inkar ettiler. Ayrıca başaramadıkları şeye (peygamberi öldürmeye) de yeltendiler. Sırf, Allah ve Resûlü kendi lütfu ile onları zengin kıldığı için intikam almaya kalktılar. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse Allah onları dünyada ve ahirette elem dolu bir azaba çarptıracaktır. Artık onlar için yeryüzünde ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
Tevbe (95) Yanlarına döndüğünüz zaman, kendilerini rahat bırakmanız için size Allah adıyla YEMin edeceklerdir. Artık onların peşini bırakın. Çünkü onlar pistir. Kazandıklarının karşılığı olarak, varacakları yer de cehennemdir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 Sonraki Sayfa >