"ba" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ba" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1878

SURE ADI AYET
Müddessir (31) Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkar edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü'minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, "Allah örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi" desinler. İşte böyle. Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır.
Müddessir (37) Hayır, (öğüt almazlar.) Aya, çekilip gittiğinde geceye, aydınlandığında sabaha andolsun ki o (cehennem) insan için; içinizden ileri geçmek yahut geri kalmak isteyenler için uyarıcı olarak elbette en büyük bir şeydir.
Müddessir (39) Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka.
Müddessir (49) Böyle iken onlara ne oluyor da, öğütten yüz çeviriyorlar?
Müddessir (56) Bununla beraber, Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O takvaya (kendisine karşı gelmekten sakınılmaya) ehil olandır, bağışlamaya ehil olandır.
Kıyame (13) O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.
Kıyame (21) Hayır! Siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.
Kıyame (23) Rablerine bakarlar.
Kıyame (30) Hayır, can boğaza dayandığı, "Kimdir (bunu) iyi edecek?" dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevkediliş Rabbinedir.
Kıyame (36) İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder.
İnsan (20) Orada, görünce (sonsuz)nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün.
İnsan (28) Onları biz yarattık ve eklemlerini (birbirine) biz bağladık. Dilediğimizde (onları yok eder) yerlerine benzerlerini getiririz.
Mürselat (7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
Mürselat (18) Biz suçlulara işte böyle yaparız.
Mürselat (20) Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı?
Mürselat (32) Şüphesiz cehennem, her biri saray büyüklüğünde kıvılcımlar saçar.
Mürselat (39) Eğer bir tuzağınız varsa haydi bana tuzak kurun!
Mürselat (41) Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, gölgeler içinde ve pınar başlarındadırlar.
Mürselat (44) Şüphesiz biz iyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız.
Nebe (3) Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri büyük haberi (mi)?
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 Sonraki Sayfa >