"bü" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "bü" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 396

SURE ADI AYET
Ahkaf (20) İnkâr edenler ateşe sunuldukları gün, (onlara şöyle denir:) "Dünyadaki hayatınızda güzelliklerinizi bitirdiniz, onların zevkini sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksız yere yüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı, alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız."
Ahkaf (21) Kendisinden önce ve sonra uyarıcıların gelip geçmiş olan Âd kavminin kardeşini (Hûd'u) hatırla. Hani Ahkâf'taki kavmini, "Ancak Allah'a ibadet edin, çünkü ben sizin adınıza yük bir günün azabından korkuyorum" diye uyarmıştı.
Muhammed (1) İnkar edenler ve Allah yolundan alıkoyanlar var ya; İşte Allah onların tün amellerini boşa çıkarmıştır.
Fetih (5) tün bunlar Allah'ın; inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında yük bir başarıdır.
Fetih (10) Sana bîat edenler ancak Allah'a bîat etmiş olurlar.2 Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah'a verdiği sözü yerine getirene, Allah yük bir mükâfat verecektir.
Fetih (28) O, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir. (Allah) o hak dini tün dinlere üstün kılmak için (böyle yaptı). Şahit olarak Allah yeter.
Fetih (29) Muhammed, Allah'ın Resülüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde halinde, Allah'tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat'ta ve İncil'de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah kendileri sebebiyle inkarcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden salih amel işleyenlere bir bağışlama ve yük bir mükafat vaad etmiştir.
Hucurat (3) Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah'ın, gönüllerini takvâ (Allah'a karşı gelmekten sakınma) konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve yük bir mükâfat vardır.
Kaf (8) tün bunlar, içtenlikle Allah'a yönelen her kulun gönül gözünü açmak ve ona öğüt ve ibret vermek içindir.
Kaf (14) Onlardan önce Nûh kavmi, Res halkı ve Semûd kavmi, Âd ve Firavun, Lût'un kardeşleri, Eykeliler, Tübba'ın2 kavmi de yalanlamıştı. tün bunlar (kendilerine gönderilen) peygamberleri yalanladılar, böylece kendilerini uyardığım şey gerçekleşti.
Zariyat (39) O ise kuvvetine güvenerek yüz çevirdi ve "Bu bir yücü veya delidir" dedi.
Zariyat (52) İşte böyle! Onlardan öncekilere hiçbir peygamber gelmemişti ki,"O bir yücüdür" yahut "bir delidir" demiş olmasınlar.
Tur (15) "Bu Kur'an mı bir yü imiş, yoksa siz mi (gerçeği) göremiyormuşsunuz?"
Necm (18) Andolsun, o, Rabbinin en yük alametlerinden bir kısmını gördü.
Necm (32) Onlar, ufak tefek kusurları dışında, yük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran kimselerdir. Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır. Sizi, topraktan yarattığında da ve analarınızın karnında ceninler iken de, en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, Allah'a karşı gelmekten sakınanları en iyi bilendir.
Necm (37) Yoksa, Mûsâ'nın ve Allah'ın emirlerini tünüyle yerine getiren İbrahim'in sahifelerindeki şu hakikatler kendisine haber verilmedi mi?
Kamer (42) tün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları mutlak güç ve iktidar sahibinin yakalaması gibi yakaladık.
Kamer (53) Küçük, yük her şey satır satır yazılmıştır.
Rahman (33) Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. yük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz.
Vakıa (46) yük günah üzerinde ısrar ediyorlardı.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Sonraki Sayfa >