"AllaH," kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "AllaH," kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 246

SURE ADI AYET
Mümin (64) AllaH, yeryüzünü sizin için karar kılma yeri, göğü de binâ yapan; size şekil verip de şekillerinizi güzel kılan ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. İşte Rabbiniz Allah! Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!
Mümin (79) AllaH, bir kısmına binesiniz, bir kısmını da yiyesiniz diye sizin için hayvanları yaratandır.
Şura (3) (Ey Muhammed!) Mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan AllaH, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder.
Şura (5) Neredeyse gökler (onun azametinden) üstlerinden çatlayacaklar. Melekler ise, Rablerini hamd ile tespih ederler ve yeryüzündekiler için bağışlanma dilerler. İyi bilin ki AllaH, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Şura (17) AllaH, hak olarak Kitab'ı ve mizanı3 indirendir. Sen nereden bileceksin belki de o saat (kıyamet) yakındır.
Şura (23) İşte bu Allah'ın, inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki: "Ben buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum." Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz AllaH, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.
Şura (26) AllaH, iman edip salih ameller işleyenlerin dualarına karşılık verir; lütfundan onlara fazlasını da verir. Kafirler için ise çetin bir azap vardır.
Zuhruf (16) Yoksa, AllaH, yarattıklarından kendisine kızlar edindi de, oğulları size mi seçip ayırdı?
Zuhruf (64) Şüphesiz AllaH, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na kulluk edin, işte bu doğru bir yoldur.
Zuhruf (82) Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan AllaH, onların nitelendirmelerinden uzaktır.
Casiye (12) AllaH, içinde gemilerin, emriyle akıp gitmesi, onun lütfunu aramanız ve şükretmeniz için denizi sizin hizmetinize verendir.
Casiye (22) AllaH, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak, herkese kazandığının karşılığı verilsin diye yaratmıştır. Onlara zulm edilmez.
Ahkaf (34) İnkâr edenlere ateşe sunuldukları gün, "Bu gerçek değil miymiş?" denir. Onlar, "Evet, Rabbimize andolsun ki gerçekmiş" derler. AllaH, "Öyle ise inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı azabı tadın!" der.
Muhammed (3) Bu, inkâr edenlerin bâtıla uymaları ve inananların Rablerinden gelen gerçeğe uymalarından dolayıdır. İşte AllaH, onların örnek teşkil edecek durumlarını insanlara böyle anlatır.
Muhammed (8) İnkâr edenlere gelince, yıkım onlara! AllaH, onların işlerini boşa çıkarmıştır.
Muhammed (10) Onlar yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bakmadılar mı? AllaH, onları yerle bir etmiştir. İnkâr edenlere de bu akıbetin benzerleri vardır.
Muhammed (12) Şüphesiz AllaH, inanıp salih ameller işleyenleri, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. İnkâr edenler ise (dünya zevklerinden) yararlanırlar ve hayvanların yediği gibi yerler. Onların kalacakları yer ateştir.
Muhammed (32) İnkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet yolu belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler hiçbir şekilde Allah'a zarar veremezler. AllaH, onların amellerini boşa çıkaracaktır.
Fetih (3) Ta ki AllaH, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin.
Fetih (19) Şüphesiz AllaH, ağaç altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Sonraki Sayfa >