"aç" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "aç" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 242

SURE ADI AYET
Ahzab (33) Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının ılıp sıldığı gibi siz de ılıp sılmayın. Namazı kılın, zekatı verin. Allah'a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
Ahzab (54) Siz bir şeyi ığa vursanız da gizleseniz de, biliniz ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Fatır (40) De ki: "Allah'ı bırakıp da taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, onlar yerden ne yaratmışlardır?" Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var? Yoksa kendilerine bir kitap verdik de, o kitaptan, ık bir delile mi sahip bulunuyorlar? Hayır, zalimler birbirlerine aldatmadan başka hiçbir şey vaadetmezler.
Fatır (29) Şüphesiz, Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve ıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.
Fatır (2) Allah insanlar için ne rahmet arsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur. Neyi de tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Yasin (24) "O taktirde ben mutlaka ık bir sapıklık içinde olurum."
Yasin (76) (Ey Muhammed!) Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz onların gizlediklerini de ığa vurduklarını da biliyoruz.
Saffat (117) Biz onlara (hükümlerimizi) ıklayan Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik.
Sad (50) Bu bir öğüttür. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine ılmış olarak Adn cennetleri vardır.
Zümer (22) Allah'ın, göğsünü İslâm'a tığı, böylece Rabbinden bir nur üzere bulunan kimse, kalbi imana kapalı kimse gibi midir? Allah'ın zikrine karşı kalpleri katı olanların vay haline! İşte onlar ık bir sapıklık içindedirler.
Zümer (71) İnkar edenler grup grup cehenneme sevk edilirler. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları ılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: "Size içinizden, Rabbinizin âyetlerini size okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" Onlar da, "Evet geldi" derler. Fakat inkarcılar hakkında azap sözü gerçekleşmiştir.
Zümer (73) Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları ılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der: "Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi ebedi kalmak üzere buraya girin."
Mümin (50) (Cehennem bekçileri) derler ki: "Size peygamberleriniz ık mucizeler getirmemiş miydi?" Onlar, "Evet, getirmişti" derler. (Bekçiler), "Öyleyse kendiniz yalvarın" derler. Şüphesiz kâfirlerin duası boşunadır.
Fussilet (3) Bu, bilen bir toplum için Arapça bir Kur'an olarak âyetleri genişçe ıklanmış bir kitaptır.
Fussilet (44) Eğer biz onu başka dilde bir Kur'an yapsaydık onlar mutlaka, "Onun âyetleri genişçe ıklanmalı değil miydi? Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?" derlerdi. De ki: "O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır. İnanmayanların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalı ve anlaşılmaz gelir. (Sanki) onlara uzak bir yerden sesleniliyor (da anlamıyorlar)."
Zuhruf (18) Süs içerisinde (narin bir biçimde) yetiştirilen ve tartışmada (delilini erkekler gibi) ıklayamayanı mı Allah'a isnad ediyorlar?
Zuhruf (29) Doğrusu onları (Mekke müşriklerini) ve atalarını kendilerine hak olan Kur'an ve onu ıklayan bir peygamber gelinceye kadar (dünya nimetlerinden) yararlandırırım.
Zuhruf (63) İsa, apık mucizeleri getirdiği zaman şöyle demişti: "Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size ıklamak için geldim. Öyle ise, Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."
Duhan (10) Göğün ık bir duman3 getireceği günü bekle.
Duhan (13) Nerede onlarda öğüt almak?! Oysa kendilerine (gerçeği) ıklayan bir peygamber gelmişti.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Sonraki Sayfa >