"aç" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "aç" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 242

SURE ADI AYET
Kehf (15) Kalkıp da, "Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başkasına asla ilah demeyiz. Yoksa andolsun ki sma bir söz söylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz, ondan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında ık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?" dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik.
Kehf (54) Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde ıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.
Ta Ha (7) Sen sözü ığa vursan da, gizlesen de Allah için birdir. Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da.
Ta Ha (53) "Rabbim, yeryüzünü size beşik yapan, orada size yollar an ve size gökten yağmur indirendir." Böylece onunla sizin için yerden türlü türlü bitkileri çift çift çıkardık.
Ta Ha (77) (Firavun'un imana yanaşmaması üzerine) Mûsâ'ya, "Kullarımı (İsrailoğullarını) geceleyin (Mısır'dan) yürütüp çıkar. Yakalanmaktan korkmaksızın, endişe etmeksizin onlara denizde kuru bir yol " diye vahyettik.
Ta Ha (94) Hârûn: "Ey anam oğlu! Sımı sakalımı çekme. Şüphesiz ben, İsrailoğullarının arasını tın, sözüme uymadın demenden korktum" dedi.
Ta Ha (118) "Şüphesiz senin için orada kalmak, çıplak kalmak yoktur."
Ta Ha (133) İnanmayanlar, "Doğru söylediğine dair bize Rabbinden ık bir delil (bir mucize) getirse ya!" dediler. Önceki kitaplarda olanların apık delili (olan Kur'an) onlara gelmedi mi?
Enbiya (40) Şüphesiz o (tehdit edildikleri azap) onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşkınlıktan dondurup bırakacak. Artık ne onu geri çevirmeye güçleri yetecek, ne de kendilerine göz tırılacak.
Enbiya (96) Nihayet Ye'cüc ve Me'cüc'ün önü ıldığı zaman her tepeden akın ederler.
Enbiya (97) Gerçek vaad (kıyametin kopması) yaklaşır, bir de bakarsın inkâr edenlerin gözleri ılıp donakalmıştır. "Eyvah bizlere! Doğrusu biz bundan gafildik. Hatta biz zalim kimselermişiz" derler.
Enbiya (110) "Şüphesiz, Allah sözün ığa vurulanını da bilir, gizlediğinizi de bilir."
Hac (5) Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir "alaka"dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir "mudga"dan3 yarattık ki size (kudretimizi) apık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç ıcı çift çift bitkiler bitirir.
Hac (39) Kendilerine savaş ılan müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah'ın onlara yardım etmeğe gücü yeter.
Hac (72) Kendilerine âyetlerimiz ık ık okunduğu zaman o kafirlerin yüz ifadelerinden inkarlarını anlarsın. Neredeyse, kendilerine âyetlerimizi okuyanlara hışımla saldıracaklar. De ki: "Şimdi size bu durumdan daha beterini haber vereyim mi: Ateş... Allah onu kafirlere vaad etti. Ne kötü varış yeridir orası!"
Müminun (77) Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı tığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe düşüvereceklerdir.
Nur (18) Allah size âyetleri ıklıyor. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Nur (29) İçinde size ait bir eşya olan, oturanı bulunmayan evlere girmenizde herhangi bir günah yoktur. Allah, ığa vurduklarınızı da, gizlediklerinizi de bilir.
Nur (34) Andolsun, biz size ıklayıcı âyetler, sizden önce gelip geçenlerden bir misal ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için bir öğüt indirdik.
Nur (46) Andolsun, biz ıklayıcı âyetler indirdik. Allah dilediği kimseyi doğru yola iletir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Sonraki Sayfa >