"aç" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "aç" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 242

SURE ADI AYET
Hadıd (29) Bunları ıkladık ki, kitap ehli, Allah'ın lütfundan hiçbir şeyi kendilerine has kılmaya güçlerinin yetmeyeceğini ve lütfun, Allah'ın elinde olduğunu, onu dilediği kimseye vereceğini bilsinler. Allah büyük lütuf sahibidir.
Mücadele (11) Ey iman edenler! Size, "Meclislerde yer ın" denildiği zaman ın ki, Allah da size genişlik versin. Size, "Kalkın", denildiği zaman da kalkın ki, Allah içinizden inananların ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Mümtehine (1) Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah'a inandınız diye Resûlü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer rızamı kazanmak üzere benim yolumda cihad etmek için çıktıysanız (böyle yapmayın). Onlara gizlice sevgi besliyorsunuz. Oysa ben sizin gizlediğinizi de, ığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa mutlaka doğru yoldan sapmıştır.
Tegabun (4) Göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Gizlediklerinizi de ığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
Talak (2) Boşanan kadınlar iddetlerinin sonuna varınca onları güzelce tutun, yahut onlardan güzelce ayrılın. İçinizden iki âdil kimseyi şahit tutun. Şahitliği Allah için dosdoğru yapın. İşte bununla Allah'a ve ahiret gününe inanan kimselere öğüt verilmektedir. Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa Allah ona bir çıkış yolu ar.
Tahrim (3) Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona (sırrı ıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi.
Mülk (13) Sözünüzü gizleyin, yahut onu ığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir.
Kalem (43) Baldırların ılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir halde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. Halbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar(ve buna yanaşmıyorlar)dı.
Nuh (8) "Sonra ben onları ık ık davet ettim".
Nuh (9) "Sonra, onlarla hem ıktan ığa, hem de gizli gizli konuştum."
Cin (23) "Ancak Allah'tan gelenleri tebliğ edebilirim ve O'nun vahiylerini ıklayabilirim. Kim Allah'a ve Resülüne karşı gelirse, şüphesiz onlar için, içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır."
Müzzemmil (6) Şüphesiz gece ibadetinin etkisi daha fazla, (bu ibadetteki) sözler (Kur'an ve dua okuyuşlar) ise daha düzgün ve ıktır.
Müddessir (52) Hatta onlardan her bir kişi, kendisine ılmış sahifeler verilmesini istiyor.
Kıyame (19) Sonra onu ıklamak da bize aittir.
Nebe (19) Gök ılır ve kapı kapı olur.
Tekvir (10) Amel defterleri ıldığı zaman,
Ala (7) Ancak Allah'ın dilediği başka. Şüphesiz O, ık olanı da bilir, gizliyi de.
Gaşiye (7) O, ne besler ne de lıktan kurtarır.
Beled (16) Yahut şiddetli bir lık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
Leyl (2) ılıp aydınlandığı zaman gündüze andolsun,
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Sonraki Sayfa >