"a" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "a" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 5024

SURE ADI AYET
Al-i İmran (155) İki topluluğun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip kaçanları, şeytan ancak yaptıkları bazı hatalardan dolayı yoldan kaydırmak istemişti. ama yine de allah onlaaffetti. Kuşkusuz allah çok bağışlayandır, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).
Al-i İmran (156) Ey iman edenler! Kardeşleri sefere veya savaşa çıktığında onlar hakkında, "Onlar bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi" diyen inkarcılar gibi olmayın. allah bunu (bu düşünceyi) onların kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. allah yaşatır ve öldürür. allah, yaptıklarınızı görmektedir.
Al-i İmran (157) andolsun, eğer allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, allah'ın bağışlaması ve rahmeti onların topladıkları (dünyalıkları)ndan daha hayırlıdır.
Al-i İmran (158) andolsun, ölseniz de öldürülseniz de, allah'ın huzurunda toplanacaksınız.
Al-i İmran (159) allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. artık sen onlaaffet. Onlar için allah'tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık allah'a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz allah, tevekkül edenleri sever.
Al-i İmran (160) allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Mü'minler, ancak allah'a tevekkül etsinler.
Al-i İmran (161) Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir.
Al-i İmran (162) allah'ın rızasına uyan kimse, allah'ın gazabına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? O ne kötü varılacak yerdir!
Al-i İmran (163) Onlar (insanlar) allah'ın katında derece derecedirler. allah, onların yaptıklarını görmektedir.
Al-i İmran (164) andolsun, allah, mü'minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onlaarıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
Al-i İmran (165) Onların (müşriklerin) başına (Bedir'de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud'da) sizin başınıza geldiğinde, "Bu nereden başımıza geldi?" dediniz, öyle mi? De ki: "O (musibet), kendinizdendir." Şüphesiz allah'ın gücü her şeye hakkıyla yeter.
Al-i İmran (167) İki topluluğun (ordunun) karşılaştığı günde başınıza gelen musibet allah'ın izniyledir. Bu da mü'minleri ortaya çıkarması ve münafıklık yapanları belli etmesi içindi.Onlara (münafıklara), "Gelin, allah yolunda savaşın veya savunmaya geçin" denildi de onlar, "Eğer savaşmayı bilseydik, arkanızdan gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok küfre yakın idiler. ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Oysa allah, içlerinde gizledikleri şeyi çok iyi bilmektedir.
Al-i İmran (168) (Onlar), kendileri oturup kaldıkları halde kardeşleri için, "Eğer bize uysalardı öldürülmezlerdi" diyen kimselerdir. De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz kendinizden ölümü savın."
Al-i İmran (170) allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler,Rableri katında allah'ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.
Al-i İmran (171) (Şehitler) allah'ın nimetine, keremine ve allah'ın, mü'minlerin ecrini zayi etmeyeceğine sevinirler.
Al-i İmran (172) Onlar yaralandıktan sonra allah'ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve allah'a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükafat vardır.
Al-i İmran (173) Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, "İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun" dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve "allah bize yeter, O ne güzel vekildir!" dediler.
Al-i İmran (174) Bundan dolaallah'tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve allah'ın rızasına uydular. allah, büyük lütuf sahibidir.
Al-i İmran (175) O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mü'min iseniz, benden korkun.
Al-i İmran (176) Küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, allah'a hiçbir şekilde zarar veremezler. allah, onlara ahirette bir pay vermemek istiyor. Onlar için büyük azap vardır.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 Sonraki Sayfa >