"dö" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "dö" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 318

SURE ADI AYET
Zuhruf (87) Andolsun, onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette, "Allah" derler. Öyleyken nasıl ndürülüyorlar?
Duhan (15) Biz bu azabı kısa bir süre kaldıracağız, siz de yine eski halinize neceksiniz.
Duhan (48) "Sonra başının üstüne kaynar su azabından kün."
Casiye (15) Kim salih bir amel işlerse kendi lehine işlemiş olur. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhine yapmış olur. Sonra Rabbinize ndürüleceksiniz.
Ahkaf (15) Biz insana anne babasına iyi davranmayı emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnında taşıdı ve ne zahmetle doğurdu! Onun (anne karnında) taşınması ve sütten kesilme süresi (toplam olarak) otuz aydır. Nihayet olgunluk çağına gelip, kırk yaşına varınca şöyle der: "Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, senin razı olacağın salih amel işlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana ndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım."
Ahkaf (27) Andolsun, biz çevrenizdeki memleketleri de yok ettik. (Doğru yola) nsünler diye âyetleri tekrar tekrar açıkladık.
Ahkaf (29) Hani Kur'an'ı dinlemek üzere cinlerden bir grubu sana yöneltmiştik. Onlar, onun huzuruna gelince birbirlerine, "Susun!" dediler. Kur'an'ın okunması bitince de uyarıcı olarak kavimlerine ndüler.
Muhammed (25) Kendileri için hidayet yolu belli olduktan sonra gerisin geri nenleri, şeytan aldatıp peşinden sürüklemiş, ve kendilerini boş ümitlere düşürmüştür.
Fetih (10) Sana bîat edenler ancak Allah'a bîat etmiş olurlar.2 Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden nen kendi aleyhine nmüş olur. Allah'a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.
Fetih (12) (Ey münafıklar!) Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri nmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helaki hak eden bir kavim oldunuz.
Fetih (16) Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanlarına de ki: "Siz, güçlü kuvvetli bir kavme karşı teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden ndüğünüz gibi yine nerseniz, Allah sizi elem dolu bir azaba uğratır."
Fetih (22) İnkar edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını nüp kaçarlar, sonra da ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilirlerdi.
Hucurat (9) Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah'ın buyruğuna nünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah'ın emrine) nerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, âdaletli davrananları sever.
Kaf (3) "Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirilecekmişiz)? Bu, akla uzak (imkansız) bir nüştür!"
Kaf (43) Şüphesiz biz diriltir ve öldürürüz. nüş de ancak bizedir.
Zariyat (48) Yeri de biz şedik. Biz ne güzel şeyiciyiz.
Tur (24) Hizmetlerine verilmiş, kabuğunda saklı inci gibi gençler etraflarında nüp dolaşırlar.
Tur (25) Birbirlerine nüp ("Ne iyilik yaptınız da bu nimetlere ulaştınız?" diye) sorarlar.
Kamer (11) Biz de göğün kapılarını külürcesine yağan bir yağmurla açtık.
Kamer (45) O topluluk yakında (Bedir'de) bozguna uğrayacak ve arkalarını nüp kaçacaklardır.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 Sonraki Sayfa >