"al" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "al" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 2308

SURE ADI AYET
Rad (8) allah, her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin artırdığı şeyi ve eksilttiği şeyi bilir. Her şey onun katında bir ölçü iledir.
Rad (11) İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. allah'ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe allah onların durumunu değiştirmez. allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için allah'tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.
Rad (13) Gök gürlemesi O'na hamd ederek tespih eder. Melekler de O'nun korkusundan tespih ederler. O yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar. Onlar ise allah hakkında mücadele ediyorlar. Halbuki O, azabı çok şiddetli olandır.
Rad (15) Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam allah'a boyun eğer.
Rad (16) De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" "allah'tır" de. De ki, "O'nu bırakıp da kendilerine (bile) bir faydası ve zararı olmayan dostlar (mabutlar) mı edindiniz?" De ki, "Kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa allah'a, O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile allah'ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?" De ki: "Her şeyin yaratıcısı allah'tır. O, birdir, mutlak hakimiyet sahibidir."
Rad (17) O, gökten su indirdi de dereler kendi ölçülerince dolup aktı ve sel üste çıkan köpüğü aldı götürdü. Süs eşyası veya yararlanılacak bir şey elde etmek için ateşte erittikleri şeylerden de böyle köpük olur. İşte allah, hak ile batıla böyle misal getirir. Köpüğe gelince sönüp gider. İnsanlara yararlı olan ise yerde kalır. İşte allah böyle misaller verir.
Rad (20) Onlar, allah'a verdikleri sözü yerine getiren ve sözleşmeyi bozmayanlardır
Rad (21) Onlar, allah'ın riâyet edilmesini emrettiği haklara riâyet eden, Rablerine saygı besleyen ve kötü hesaptan korkanlardır.
Rad (22) Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.
Rad (25) allah'a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlara, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradır.
Rad (26) allah rızkı dilediğine bol verir, (dilediğine de) kısar. Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Halbuki dünya hayatı, ahiretin yanında çok az bir yararlanmadan ibarettir.
Rad (27) İnkar edenler diyorlar ki: "Ona (Muhammed'e) Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" De ki: "Şüphesiz allah dilediğini saptırır, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir."
Rad (28) Onlar, inananlar ve kalpleri allah'ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak allah'ı anmakla huzur bulur.
Rad (31) Kendisiyle dağların yürütüleceği veya yeryüzünün parçalanacağı, ya da ölülerin konuşturulacağı bir Kur'an olacak olsaydı (o yine bu kitap olurdu). Fakat bütün emir yalnız allah'ındır. İman edenler anlamadılar mı ki, allah dileseydi bütün insanları doğru yola eriştirirdi. allah'ın sözü yerine gelinceye kadar, inkâr edenlere yaptıkları işler sebebiyle devamlı olarak, ya büyük bir felaket gelecek veya o felaket yurtlarının yakınına inecektir. Şüphesiz allah verdiği sözden dönmez.
Rad (32) Andolsun, senden önce de nice peygamberler alaya alındı da ben inkar edenlere bir süre (mühlet) verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Benim cezalandırmam nasılmış!
Rad (33) Herkesin kazandığını görüp gözeten allah inkâr edilir mi? Halbuki onlar, allah'a ortaklar koştular. De ki: "Onların isimlerini açıklayın. Yoksa siz (bununla) O'na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vermiş olacaksınız, yoksa boş söz mü etmiş olacaksınız?" Hayır inkâr edenlere hileleri güzel gösterildi ve onlar doğru yoldan saptırıldılar. allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
Rad (34) Onlara dünya hayatında bir azap vardır. Ahiret azabı ise daha ağırdır ve onları allah'ın azabından koruyacak kimse de yoktur.
Rad (35) allah'a karşı gelmekten sakınanlara va'dolunan cennetin durumu şudur: Onun içinden ırmaklar akar, yemişleri ve gölgeleri devamlıdır. İşte bu allah'a karşı gelmekten sakınanların sonudur. İnkar edenlerin sonu ise ateştir.
Rad (36) Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, sana indirilen Kur'an ile sevinirler. Fakat (senin aleyhinde olan) gruplardan onun bir kısmını inkar edenler de vardır. De ki: "Ben ancak allah'a kulluk etmek ve O'na ortak koşmamakla emrolundum. Ben yalnız O'na çağırıyorum ve dönüşüm de yalnız O'nadır."
Rad (37) Böylece biz onu (Kur'an'ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer sen onların heva ve heveslerine uyarsan, allah tarafından senin için ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 Sonraki Sayfa >