"gü" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "gü" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1086

SURE ADI AYET
Ta Ha (86) Bunun üzerine Mûsâ öfke dolu ve üzn bir halde halkına döndü. "Ey kavmim! Rabbiniz size zel bir vaadde bulunmadı mı? (Ayrılışımdan sonra) çok zaman mı geçti, yoksa üzerinize Rabbinizden bir gazap inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz söze uymadınız (ve buzağıya taptınız)?" dedi.
Ta Ha (96) Samirî şöyle dedi: "Ben onların görmediği şeyi gördüm. Elçinin izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Böyle yapmayı bana nefsim zel gösterdi."
Ta Ha (100) Kim ondan yüz çevirirse şüphesiz ki o, kıyamet nünde ağır bir nah yükü yüklenecektir.
Ta Ha (101) Onlar o nahın cezası içinde ebediyen kalacaklardır. Sûra üfürüleceği n1 bu ağır yük onlar için ne kötü bir yüktür!
Ta Ha (102) O n nahkârları, (gözleri korkudan donup) gömgök kesilmiş olarak haşredeceğiz.
Ta Ha (104) Aralarında birbirlerine "(Dünya'da) sadece on (n) kaldınız" diye gizli gizli konuşacaklar. –Onların, hakkında konuşacakları şeyi biz daha iyi biliriz.- O vakit içlerinden en aklı başında olanları, "Siz sadece bir n kaldınız" diyecektir.
Ta Ha (105) (Ey Muhammed!) Sana dağların (kıyamet nündeki) halini soruyorlar. De ki: "Rabbim onları toz edip savuracak."
Ta Ha (108) O n kendisinden yan çizmek mümkün olmayan davetçiye (İsrâfil'e) uyarlar. Sesler, Rahmân'ın azametinden dolayı kısılmıştır. Artık sadece fısıltı işitebilirsin.
Ta Ha (109) O n, Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez.
Ta Ha (119) "Orada ne susuzluk çekersin, ne de neş altında kalırsın."
Ta Ha (124) "Her kim de benim zikrimden (Kur'an'dan) yüz çevirirse mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet nünde kör olarak haşrederiz."
Ta Ha (130) O halde, onların söylediklerine sabret ve neşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve ndüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın
Ta Ha (132) Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. zel sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır.
Enbiya (20) Hiç ara vermeksizin gece ndüz tespih ederler.
Enbiya (33) O, geceyi, ndüzü, neşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.
Enbiya (40) Şüphesiz o (tehdit edildikleri azap) onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşkınlıktan dondurup bırakacak. Artık ne onu geri çevirmeye çleri yetecek, ne de kendilerine göz açtırılacak.
Enbiya (42) (Ey Muhammed!) De ki: "(Size azab edecek olsa) gece ve ndüz Rahmân'ın azabından sizi kim koruyacak?" Öyle iken onlar Rablerinin zikrinden yüz çevirmekteler.
Enbiya (47) Kıyamet nü için adalet terazileri kuracağız. Öyle ki hiçbir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek. (Yapılan iş) bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirip ortaya koyacağız. Hesap görücü olarak biz yeteriz.
Enbiya (49) Onlar, görmedikleri halde Rablerinden içten içe korkarlar. Onlar kıyamet nünden de korkarlar.
Enbiya (81) Süleyman'ın hizmetine de çlü esen rüzgarı verdik. Rüzgar, onun emriyle içinde bereketler yarattığımız yere eser giderdi. Biz her şeyi hakkıyla bileniz.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 Sonraki Sayfa >