"sö" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "sö" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 382

SURE ADI AYET
Muhammed (16) Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat senin yanından çıktıkları zaman (alay ederek), kendilerine bilgi verilmiş olanlara, "Az önce ne yledi?" derler. İşte bunlar, Allah'ın, kalplerini mühürlediği ve nefislerinin arzularına uyan kimselerdir.
Muhammed (20) İnananlar, "Keşke bir sûre indirilse!" derler. Fakat hükmü apaçık bir sûre indirilip de onda savaştan z edilince; kalplerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığına girmiş kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. O da onlara pek yakındır.
Muhammed (21) İtaat ve güzel bir z onlar için daha hayırlıdır. İş ciddileşince Allah'a verdikleri ze bağlı kalsalardı, elbette kendileri için daha iyi olurdu.
Fetih (10) Sana bîat edenler ancak Allah'a bîat etmiş olurlar.2 Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği zden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah'a verdiği zü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.
Fetih (11) Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah'tan bizim için af dile" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle ylerler. De ki: "Allah sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, ona karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
Fetih (15) Savaştan geri bırakılanlar, siz ganimetleri almaya giderken, "Bırakın biz de sizinle gelelim" diyeceklerdir. Onlar Allah'ın zünü değiştirmek isterler. De ki: "Siz bizimle asla gelmeyeceksiniz. Allah önceden böyle buyurmuştur." Onlar, "Bizi kıskanıyorsunuz" diyeceklerdir. Hayır, onlar pek az anlarlar.
Fetih (26) Hani inkar edenler kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise, Peygamberine ve inananlara huzur ve güvenini indirmiş ve onların takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma) zünü tutmalarını sağlamıştı. Zâten onlar buna lâyık ve ehil idiler. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir.
Kaf (18) İnsan hiçbir z ylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.
Kaf (29) "Benim katımda z değiştirilmez ve ben kullara zulmedici değilim."
Kaf (39) O halde onların ylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ederek tespih et.
Zariyat (8) Yollara (yıldızların dolaştığı yörüngelere) sahip göğe andolsun ki, muhakkak siz, (peygamber hakkında) çelişkili zler ylüyorsunuz.
Zariyat (53) Onlar bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler (ki hep aynı şeyleri ylüyorlar)? Hayır, onlar azgın bir topluluktur.
Tur (23) Orada, (içilince) boş z yletmeyen, günah işletmeyen dolu bir kadehi elden ele dolaştırırlar.
Tur (33) Yoksa, "O Kur'an'ı kendisi uydurup yledi" mi diyorlar? Hayır, (sırf inatlarından dolayı) iman etmiyorlar.
Tur (34) Eğer doğru yleyenler iseler, haydi onun gibi bir z getirsinler!
Necm (61) Şimdi siz gaflet içinde eğlenerek bu ze mi (Kur'an'a mı) şaşıyorsunuz, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
Kamer (20) İnsanları köklerinden külmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu.
Vakıa (25) Orada ne boş bir z, ne de günaha sokan bir şey işitirler.
Vakıa (26) Sadece "selam!", "selam!" zünü işitirler.
Vakıa (82) Şimdi siz, bu zü mü küçümsüyorsunuz ve Allah'ın verdiği rızka O'nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Sonraki Sayfa >