"gö" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "gö" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1230

SURE ADI AYET
Mümin (64) Allah, yeryüzünü sizin için karar kılma yeri, ğü de binâ yapan; size şekil verip de şekillerinizi güzel kılan ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. İşte Rabbiniz Allah! Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!
Mümin (69) Allah'ın âyetleri hakkında tartışanları rmedin mi? Nasıl da döndürülüyorlar?
Mümin (70) Onlar, kitabı (Kur'an'ı) ve elçilerimize nderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar bilecekler
Mümin (77) Sen sabret! Şüphesiz Allah'ın verdiği söz gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz azâbın bir kısmını sana stersek de (ya da stermeden önce) seni vefât ettirsek de, sonunda onlar bize döndürüleceklerdir.
Mümin (78) Andolsun, senden önce de peygamberler nderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da var. Hiçbir peygamber Allah'ın izni olmadan bir mûcize getiremez. Allah'ın emri gelince de hak yerine getirilir. İşte o zaman bunu batıl sayanlar hüsrana uğrarlar.
Mümin (80) Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır. nüllerinizdeki ihtiyaçlara kendileri üzerinden ulaşasınız diye onları yaratmıştır. Onlarla ve gemilerle taşınırsınız.
Mümin (81) Allah size âyetlerini steriyor. Allah'ın hangi âyetlerini inkâr edersiniz?
Mümin (84) Azabımızı rdükleri zaman, "Yalnız Allah'a inandık; O'na ortak koşmakta olduğumuz şeyleri inkâr ettik" dediler.
Mümin (85) Fakat, azâbımızı rdükleri zaman inanmaları, kendilerine fayda vermedi. Bu, Allah'ın kulları hakkında eskiden beri yürürlükte olan kanunudur. İşte orada inkârcılar hüsrana uğradılar.
Fussilet (4) Müjdeleyici ve uyarıcı olarak nderilmiştir. Fakat onların çoğu yüz çevirmiştir. Artık onlar işitmezler.
Fussilet (11) Sonra duman halinde bulunan ğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, "İsteyerek veya istemeyerek gelin" dedi. İkisi de, "İsteyerek geldik" dediler.
Fussilet (12) Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi k olarak yarattı ve her ğe kendi işini bildirdi. En yakın ğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah'ın takdiridir.
Fussilet (14) Hani onlara peygamberler önlerinden ve arkalarından3 gelmiş, "Allah'tan başkasına ibadet etmeyin" demişler, onlar da, "Eğer Rabbimiz dileseydi (Peygamber olarak) melekler indirirdi. Bu sebeple biz sizinle nderilenleri inkar ediyoruz" demişlerdi.
Fussilet (15) Âd kavmi ise yeryüzünde haksız olarak büyüklük taslamış, "Bizden daha güçlü kim var?" demişlerdi. Onlar, kendilerini yaratan Allah'ın onlardan daha güçlü olduğunu rmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi inkâr ediyorlardı.
Fussilet (16) Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o mutsuz kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr nderdik. Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.
Fussilet (17) Semûd kavmine gelince biz onlara doğru yolu stermiştik. Ama onlar körlüğü hidayete tercih etmişler ve yaptıklarına karşılık, alçaltıcı azap yıldırımı onları çarpmıştı.
Fussilet (20) Nihâyet cehenneme vardıklarında, kulakları, zleri ve derileri, yapmış oldukları işler hakkında, kendileri aleyhine şahitlik ederler.
Fussilet (22) "Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, zlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şâhitlik etmesinden sakınmıyordunuz. Lakin, yaptıklarınızın çoğunu Allah'ın bilmediğini sanıyordunuz."
Fussilet (25) Biz onların başına birtakım arkadaşlar sardık da bu arkadaşlar onlara geçmişlerini ve geleceklerini süslü sterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları ile ilgili o söz (azap), onlar için de gerçekleşti. Çünkü onlar ziyana uğrayanlardı.
Fussilet (29) (Ateşe giren) inkârcılar şöyle derler: "Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize ster de onları ayaklarımızın altına alalım ki en aşağılıklardan olsunlar."
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 Sonraki Sayfa >