"Il" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "Il" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 604

SURE ADI AYET
Yunus (88) Mûsâ şöyle dedi: "Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun'a ve onun Ileri gelenlerine dünya hayatında nice zinet ve mallar verdin. Ey Rabbimiz, yolundan saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz, sen onların mallarını sIlip süpür ve kalplerine darlık ver, çünkü onlar elem dolu azabı görünceye kadar iman etmezler."
Yunus (83) Firavun ve Ileri gelenlerinin kötülük yapmaları korkusu Ile kavminin küçük bir bölümünden başkası Mûsâ'ya iman etmedi. Çünkü Firavun o yerde zorba bir kişi idi. O gerçekten aşırı gidenlerdendi.
Yunus (75) Sonra bunların ardından Firavun Ile Ileri gelenlerine de Mûsâ ve Hârûn'u mucizelerimizle gönderdik. Ama büyüklük tasladılar ve suçlu bir toplum oldular.
Yunus (39) Hayır öyle değIl. Onlar, Ilmini kavrayamadıkları ve kendIlerine yorumu gelmemiş olan bir şeyi yalanladılar. KendIlerinden öncekIler de (peygamberleri ve onlara indirIlen kitapları) böyle yalanlamışlardı. Bak, o zalimlerin sonu nasıl oldu.
Yunus (35) De ki: "Allah'a koştuğunuz ortaklarınızdan hakka Iletecek olan bir kimse var mı?" De ki: "Hakka Allah Iletir." Öyle ise, hakka Ileten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa IletIlmedikçe doğru yolu bulamayan kimse mi? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?"
Yunus (25) Allah esenlik yurduna çağırır ve dIlediğini doğru yola Iletir.
Yunus (19) İnsanlar (başlangıçta tevhit inancına bağlı) tek bir ümmet idIler; sonra ayrılığa düştüler. Eğer (azabın ertelenmesiyle IlgIli olarak ezelde) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, ayrılığa düştükleri hususlarda aralarında derhal hüküm verIlir (işleri bitirIlir)di.
Yunus (8) Şüphesiz bize kavuşacağını ummayan ve dünya hayatına razı olup onunla yetinerek tatmin olan kimseler Ile âyetlerimizden gafIl olanlar var ya işte onların kazanmakta oldukları günahlar yüzünden, varacakları yer ateştir.
Yunus (5) O, güneşi bir ışık (kaynağı), ayı da (geceleyin) bir aydınlık (kaynağı) kılan, yılların sayısını ve hesabı bIlmeniz için ona menzIller takdir edendir. Allah bunları (boş yere değIl) ancak gerçek Ile (hikmeti gereğince) yaratmıştır. O, âyetlerini, bIlen bir topluma ayrı ayrı açıklamaktadır.
Hud (14) Eğer size (bu konuda) cevap veremedIlerse, bIlin ki o (Kur'an) ancak Allah'ın Ilmiyle indirIlmiştir ve O'ndan başka hiçbir Ilah yoktur. Artık müslüman oluyor musunuz?
Hud (24) Bu iki zümrenin durumu, kör ve sağır Ile gören ve işiten kimseler gibidir. Bunların durumları hiç birbirlerine denk olur mu? Hâlâ düşünmez misiniz?
Hud (27) Kavminin inkâr eden Ileri gelenleri, "Biz, senin ancak bizim gibi bir insan olduğunu görüyoruz. İlk bakışta sana uyanların da ancak en aşağılıklarımızdan ibaret olduğunu görüyoruz. Sizin bize karşı herhangi bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine sizin yalancı kimseler olduğunuzu sanıyoruz" dedIler.
Hud (38) (Nûh) gemiyi yapıyordu. Kavminden Ileri gelenler her ne zaman yanına uğrasalar, onunla alay ediyorlardı. Dedi ki: "Bizimle alay ediyorsanız, sizin bizimle alay ettiğiniz gibi biz de sizinle alay edeceğiz."
Hud (39) Artık, geldiği kimseyi rezIl eden azabın kime geleceğini, kimin üzerine sürekli bir azabın ineceğini Ileride anlayacaksınız.
Hud (40) Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nûh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişIli) birer çift, bir de kendIleri hakkında daha önce hüküm verIlmiş olanlar dışındaki âIlen Ile iman edenleri ona yükle." Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti.
Hud (50) Âd kavmine de kardeşleri Hûd'u gönderdik. Hûd şöyle dedi: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Ondan başka sizin hiçbir Ilahınız yoktur. Siz, sadece iftira ediyorsunuz."
Hud (53) DedIler ki: "Ey Hûd! Sen bize açık bir mucize getirmedin. Biz de senin sözünle Ilahlarımızı bırakacak değIliz. Biz sana iman edecek de değIliz."
Hud (55) Biz sadece şunu söyleriz: "Seni, Ilahlarımızdan biri fena çarpmış." Hûd dedi ki: "İşte ben Allah'ı şâhit tutuyorum. Siz de şâhit olun ki, ben sizin Allah'ı bırakıp da O'na ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. Haydi hepiniz toptan bana tuzak kurun, sonra da bana göz açtırmayın."
Hud (61) Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i peygamber gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin ondan başka hiçbir Ilahınız yok. O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi oranın imarında görevli (ve buna donanımlı) kıldı.Öyle ise ondan bağışlanma dIleyin; sonra da ona tövbe edin. Şüphesiz Rabbim yakındır ve dualara cevap verendir.
Hud (78) Kavmi, (konuklarıyla çirkin Ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldIler. Zaten onlar önceden de bu tür çirkin işleri yapıyorlardı. Lût dedi ki: "Ey Kavmim! İşte kızlarım. Onlar(la nikahlanmanız) sizin için daha temizdir. Allah'a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezIl etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?"
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Sonraki Sayfa >