"Il" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "Il" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 604

SURE ADI AYET
Enam (161) De ki:"Şüphesiz Rabbim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine, Hakk'a yönelen İbrahim'in dinine Iletti. O, Allah'a ortak koşanlardan değIldi."
Enam (163) "O'nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Ben müslümanların Ilkiyim."
Araf (181) Yarattıklarımızdan, hakka sarılarak doğru yolu gösteren ve hak Ile adaleti gerçekleştiren bir topluluk vardır.
Araf (178) Allah kimi doğru yola Iletirse, odur doğru yolu bulan. Kimleri de saptırırsa, işte onlar, ziyana uğrayanların ta kendIleridir.
Araf (168) Biz onları yeryüzünde parça parça topluluklara ayırdık. Onlardan iyi kimseler vardır. İçlerinden öyle olmayanları da vardı. Belki dönüş yaparlar diye de onları güzellikler ve kötülükler Ile sınadık.
Araf (161) O zaman onlara denIlmişti ki: "Şu memlekete yerleşin. Orada dIlediğiniz gibi yiyin ve ‘Hıtta (Ya Rabbi, bizi affet)' deyin. Kentin kapısından eğIlerek tevazu Ile girin ki biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. İyIlik edenlere daha da fazlasını vereceğiz."
Araf (158) (Ey Muhammed!) De ki: "Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah'ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O'ndan başka hiçbir Ilah yoktur. O, dirIltir ve öldürür. O halde Allah'a ve O'nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız."
Araf (159) Mûsâ'nın kavminden (insanları) hak Ile doğru yola Ileten ve onunla adaletli davranan bir topluluk da vardı.
Araf (155) Mûsâ, kavminden, belirlediğimiz yere gitmek için yetmiş adam seçti. Onları sarsıntı yakalayınca (bayıldılar). Mûsâ, "Ey Rabbim! DIleseydin onları da beni de bundan önce helak ederdin. Şimdi içimizden bir takım beyinsizlerin işledikleri günah sebebiyle bizi helak mı edeceksin? Bu sırf senin bir imtihanındır. Onunla dIlediğin kimseyi saptırırsın, dIlediğini de doğruya Iletirsin. Sen bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı. Sen bağışlayanların en hayırlısısın" dedi.
Araf (153) Kötülükleri işleyip de sonra ardından tövbe edenler Ile iman (larında sebat) edenlere gelince şüphe yok ki, Rabbin ondan (tövbeden) sonra elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Araf (152) Buzağıyı Ilah edinenlere mutlaka (ahirette) Rablerinden bir gazab, dünya hayatında ise bir zIllet erişecektir. İşte biz iftiracıları böyle cezalandırırız.
Araf (150) Mûsâ, kavmine kızgın ve üzgün olarak döndüğünde, "Benden sonra arkamdan ne kötü işler yaptınız! Rabbinizin emrini beklemeyip acele mi ettiniz?" dedi. (Öfkesinden) levhaları attı ve kardeşinin saçından tuttu, onu kendine doğru çekmeye başladı. (Kardeşi) "Ey anamoğlu" dedi, "Kavim beni güçsüz buldu. Az kalsın beni öldürüyorlardı. Sen de bana böyle davranarak düşmanları sevindirme. Beni o zalimler topluluğu Ile bir tutma."
Araf (148) Mûsâ'nın kavmi onun (Tur'a gitmesinin) ardından, ziynet eşyalarından, böğürmesi olan bir buzağı heykeli (yaparak Ilah) edindIler. Onun kendIleriyle konuşmadığını ve onlara hiçbir yol göstermediğini görmedIler mi? (Böyle iken) onu (Ilah) edindIler de zalim kimseler oldular.
Araf (143) Mûsa, belirlediğimiz yere (Tûr’a) gelip Rabbi de ona konuşunca, “Rabbim! Bana (kendini) göster, sana bakayım” dedi. Allah da, “Beni (dünyada) katiyen göremezsin. Fakat (şu) dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebIlirsin.” dedi. Rabbi dağa tecelli edince onu darmadağın ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, “Seni eksikliklerden uzak tutarım Allah’ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların Ilkiyim” dedi.
Araf (140) "Sizi âlemlere üstün kılmış iken, Allah'tan başka Ilah mı araştırayım size?"
Araf (138) İsraIloğullarını denizden geçirdik. Derken, kendIlerine ait putlara tapan bir kavme rastladılar. İsraIloğulları, "Ey Mûsâ! Onların kendIlerine ait Ilahları (putları) olduğu gibi sen de bize ait bir Ilah yapsana" dedIler. Mûsa şöyle dedi: "Şüphesiz siz cahIllik eden bir kavimsiniz."
Araf (130) Andolsun biz, Firavun aIlesini, öğüt alsınlar diye yıllarca süren kıtlık ve ürün eksikliği Ile cezalandırdık.
Araf (127) Firavun'un kavminden Ileri gelenler dedIler ki: "Sen (sihirbazları cezalandıracaksın da) Mûsâ'yı ve kavmini, bu ülkede fesat çıkarsınlar, seni ve Ilahlarını terk etsinler diye bırakacak mısın?" Firavun, "Biz onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Biz onların üzerinde ezici bir güce sahibiz?" dedi.
Araf (109) Firavun'un kavminden Ileri gelenler dedIler ki: "Şüphesiz bu adam usta bir sihirbazdır."
Araf (110) "Sizi yerinizden çıkarmak istiyor." Firavun Ileri gelenlere, "Öyle ise siz ne düşünüyorsunuz?" dedi.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Sonraki Sayfa >