"Il" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "Il" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 604

SURE ADI AYET
Bakara (248) Peygamberleri onlara şöyle dedi: "Onun hükümdarlığının alameti size o sandığın gelmesidir. Onda Rabbinizden bir güven duygusu ve huzur Ile Mûsâ aIlesinin, Hârûn aIlesinin geriye bıraktığından kalıntılar vardır. Onu melekler taşımaktadır. Eğer inanmış kimselerseniz bunda şüphesiz, sizin için kesin bir delIl vardır."
Bakara (249) Tâlût ordu Ile hareket edince, "Şüphesiz Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim ondan içerse benden değIldir. Kim onu tatmazsa işte o bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan başka." dedi. İçlerinden pek azı hariç, hepsi ırmaktan içtIler. Tâlût ve onunla beraber iman edenler ırmağı geçince, (geride kalanlar) "Bugün bizim Câlût'a ve askerlerine karşı koyacak gücümüz yok." dedIler. Allah'a kavuşacaklarını kesin olarak bIlenler (ırmağı geçenler) ise şu cevabı verdIler: "Allah'ın izniyle büyük bir topluluğa galip gelen nice küçük topluluklar vardır. Allah sabredenlerle beraberdir".
Bakara (253) İşte peygamberler! Biz onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. İçlerinden, Allah'ın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryemoğlu İsa'ya ise açık delIller verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs (CebraIl) Ile destekledik. Eğer Allah dIleseydi, bunların arkasından gelen (mIllet)ler, kendIlerine apaçık delIller geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler. Onlardan inananlar da vardı, inkar edenler de. Yine Allah dIleseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Lakin Allah dIlediğini yapar.
Bakara (255) Allah kendisinden başka hiçbir Ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabIlir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekIleri ve arkalarındakIleri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bIlir. Onlar onun Ilminden, kendisinin dIlediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.
Bakara (258) Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye (şımarıp böbürlenerek) Rabbi hakkında İbrahim Ile tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim, "Benim Rabbim dirIltir, öldürür." demiş; o da, "Ben de dirIltir, öldürürüm" demişti. (Bunun üzerine) İbrahim, "Şüphesiz Allah güneşi doğudan getirir, sen de onu batıdan getir" deyince, kâfir şaşırıp kaldı. Zaten Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.
Al-i İmran (2) Allah, kendisinden başka hiçbir Ilah bulunmayandır. Diridir, kayyumdur.
Al-i İmran (6) O, sizi rahimlerde, dIlediği gibi şekIllendirendir. Ondan başka Ilâh yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Al-i İmran (18) Allah, melekler ve Ilim sahipleri, ondan başka Ilah olmadığına adaletle şâhitlik ettIler. Ondan başka Ilah yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Al-i İmran (19) Şüphesiz Allah katında din İslam'dır. Kitap verIlmiş olanlar, kendIlerine Ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın âyetlerini inkar ederse, bIlsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.
Al-i İmran (21) Allah'ın âyetlerini inkar edenler, Peygamberleri haksız yere öldürenler, insanlardan adaleti emredenleri öldürenler var ya, onları elem dolu bir azap Ile müjdele.
Al-i İmran (28) Mü'minler, mü'minleri bırakıp inkarcıları dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah Ile bir Ilişiği kalmaz. Ancak onlardan (gelebIlecek tehlikeden) korunmanız başkadır. Allah asıl sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Çünkü dönüş Allah'adır.
Al-i İmran (30) Herkesin yaptığı iyIliği ve yaptığı kötülüğü hazır bulacağı günde kişi, kötülükleri Ile kendi arasında uzak bir mesafe bulunmasını ister. Yine Allah sizi kendisine karşı dikkatli olmanız hakkında uyarmaktadır. Allah kullarını çok esirgeyicidir.
Al-i İmran (45) Hani melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah seni kendi tarafından bir kelime Ile müjdeliyor ki, adı Meryemoğlu İsa Mesih'dir. Dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah'a çok yakın olanlardandır."
Al-i İmran (62) Şüphesiz bu (İsa hakkındaki) gerçek kıssadır. Allah'tan başka hiçbir Ilâh yoktur. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Al-i İmran (64) De ki: "Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: Yalnız Allah'a ibadet edelim. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi Ilah edinmesin." Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahit olun, biz müslümanlarız."
Al-i İmran (80) Onun size, "Melekleri ve peygamberleri Ilahlar edinin." diye emretmesi de düşünülemez. Siz müslüman olduktan sonra, o size hiç inkârı emreder mi?
Al-i İmran (86) İman ettikten, Peygamberin hak olduğuna şahitlik ettikten ve kendIlerine açık delIller geldikten sonra inkar eden bir toplumu Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalim toplumu doğru yola Iletmez.
Al-i İmran (90) Şüphesiz iman ettikten sonra inkar eden, sonra da inkarda Ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edIlmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendIleridir.
Al-i İmran (96) Şüphesiz, insanlar için kurulan Ilk ibadet evi elbette Mekke'de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ'be'dir.
Al-i İmran (101) Size Allah'ın âyetleri okunup dururken ve Allah'ın Resûlü de aranızda iken dönüp nasıl inkar edersiniz? Kim Allah'a sımsıkı bağlanırsa, kesinlikle o, doğru yola IletIlmiştir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Sonraki Sayfa >