"SEN" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "SEN" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 518

SURE ADI AYET
Yusuf (95) Onlar da, "Allah'a yemin ederiz ki SEN hâlâ eski şaşkınlığındasın" dediler.
Yusuf (101) "Rabbim! Gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada ve ahirette SEN benim velimsin. Benim canımı müslüman olarak al ve beni iyilere kat."
Yusuf (102) İşte bu (kıssa), gayb haberlerindendir. Onu sana biz vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar tuzak kurarak işlerine karar verdikleri zaman SEN onların yanında değildin.
Yusuf (103) SEN ne kadar şiddetle arzu etSEN de insanların çoğu inanacak değillerdir.
Yusuf (104) Halbuki SEN buna karşılık onlardan bir ücret de istemiyorsun. O (Kur'an) âlemler içinde ancak bir öğüttür.
Yusuf (109) Biz SENden önce de, memleketler halkından ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Yeryüzünde dolaşıp da, kendilerinden önce gelenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmadılar mı? Elbette ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha iyidir. Hâlâ aklınızı kullanmıyor musunuz?
Rad (6) Bir de SENden, iyilikten önce kötülüğün acele gelmesini istiyorlar. Oysa onlardan önce ibret alınacak birçok azap gelip geçmiştir. Şüphesiz Rabbin, insanların zulümlerine rağmen bağışlama sahibidir. Bununla beraber Rabbinin azabı pek şiddetlidir.
Rad (7) İnkâr edenler, "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" diyorlar. SEN ancak bir uyarıcısın. Her kavim için de bir yol gösteren vardır.
Rad (30) (Ey Muhammed!) Böylece SENi, kendilerinden önce nice ümmetlerin geçmiş olduğu bir ümmete gönderdik ki, onlar Rahmân'ı inkar ederken sana vahyettiğimizi kendilerine okuyasın. De ki: "O, benim Rabbimdir. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben yalnız O'na tevekkül ettim, dönüşüm de yalnız O'nadır."
Rad (32) Andolsun, SENden önce de nice peygamberler alaya alındı da ben inkar edenlere bir süre (mühlet) verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Benim cezalandırmam nasılmış!
Rad (37) Böylece biz onu (Kur'an'ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer SEN onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından SENin için ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu.
Rad (38) Andolsun, SENden önce de peygamberler gönderdik. Onlara da eşler ve çocuklar verdik. Allah'ın izni olmadan hiçbir peygamber bir mucize getiremez. Her ecelin (vadenin) bir yazısı vardır.
Rad (40) Onlara vadettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de, (göstermeden) SENin ruhunu alsak da SENin görevin sadece tebliğ etmektir. Hesap görmek ise bize aittir.
Hicr (72) (Melekler Lût'a:) "Ömrüne andolsun ki onlar (şehvetten) gözleri dönmüş halde sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlar (Bu durumda asla SENi dinlemezler)" dediler.
Hicr (70) Onlar, "Biz SENi insanlarla ilgilenmekten menetmemiş miydik" dediler.
Hicr (65) "Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, SEN de arkalarından git. Hiçbiriniz arkaya bakmasın. Emrolunduğunuz yere (doğru) geçin gidin."
Hicr (42) Allah, "İşte bu bana ulaştıran dosdoğru yoldur. Azgınlardan sana uyanlar dışında, kullarım üzerinde SENin hiçbir hakimiyetin yoktur" dedi.
Hicr (38) Allah da, "O halde SEN vakti (yalnızca benim tarafımdan) bilinen güne (kıyamete) kadar mühlet verilenlerdensin" dedi.
Hicr (35) Allah, "Öyleyse çık oradan, çünkü SEN kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet SENin üzerinedir" dedi.
Hicr (25) Şüphesiz SENin Rabbin onları diriltip bir araya getirecektir. Şüphesiz O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 Sonraki Sayfa >