"SEN" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "SEN" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 518

SURE ADI AYET
Fetih (3) Ta ki Allah, SENin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, SENi doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin.
Fetih (8) (Ey Muhammed!) Şüphesiz biz SENi bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Hucurat (5) Onlar, SEN yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Kaf (19) Ölüm sarhoşluğu bir hakikat olarak insana gelir de ona, "İşte bu, SENin öteden beri kaçıp durduğun şeydir" denir.
Kaf (22) (Ona) "Andolsun ki SEN bundan gaflette idin. Şimdi gaflet perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir" (denir.)
Kaf (45) Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. SEN, onlara karşı bir zorba değilsin. O halde SEN, benim uyarımdan korkan kimselere Kur'an ile öğüt ver.
Zariyat (55) SEN yine de öğüt ver. Çünkü öğüt mü'minlere fayda verir.
Tur (29) (Ey Muhammed!) O halde, SEN öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde, SEN ne bir kâhinsin, ne de bir deli.
Tur (40) Yoksa SEN onlardan (tebliğ görevine karşılık) bir ücret istiyorsun da onlar, borçtan ağır bir yük altında mı kalmışlardır?
Tur (45) Artık SEN çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hallerine bırak.3
Tur (48) Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü SEN gözlerimizin önündesin, kalktığında Rabbini hamd ile tespih et.
Necm (30) İşte onların ilimden ulaşabildikleri nokta! Şüphesiz SENin Rabbin, yolundan sapanı daha iyi bilir. O, hidayete ereni de daha iyi bilir.
Kamer (7) O halde SEN de onlardan yüz çevir. Onlar, o davetçinin (İsrafil'in benzeri görülmemiş) bilinmedik (korkunç) bir şeye çağırdığı gün, gözleri düşmüş bir halde dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.
Hadıd (20) Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da SEN onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah'ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir.
Mücadele (1) Allah, kocası hakkında SENinle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, sizin sürdürdüğünüz konuşmayı (zaten) işitmekteydi. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Mücadele (8) Gizlice konuşmaktan menedilip de, menedildikleri şeyi işleyen ve günah, düşmanlık ve peygambere isyanı konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde Allah'ın SENi selamlamadığı selamla selamlıyorlar. İçlerinden de, "Söylediklerimizden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Cehennem onlara yeter! Oraya girecekler. Ne kötü varış yeridir orası!2
Haşr (10) Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz SEN çok esirgeyicisin, çok merhametlisin."
Haşr (14) Onlar müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. SEN onları toplu sanırsın. Halbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır.
Haşr (16) Münafıkların durumu ise tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, "İnkar et" der; insan inkar edince de, "Şüphesiz ben SENden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım" der.
Haşr (21) Eğer biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, elbette SEN onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 Sonraki Sayfa >