"SEN" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "SEN" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 518

SURE ADI AYET
Zümer (8) İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce ona yalvardığını unutur ve Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki: "Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz SEN cehennemliklerdensin."
Zümer (2) (Ey Muhammed!) Şüphesiz biz o Kitab'ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise SEN de dini Allah'a has kılarak O'na kulluk et.
Mümin (4) Allah'ın âyetleri hakkında inkâr edenlerden başkası tartışmaya girişmez. Onların şehirlerde gezip dolaşmaları SENi aldatmasın.
Mümin (7) Arş'ı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar (melekler) Rablerini hamd ederek tespih ederler, O'na inanırlar ve inananlar için (şöyle diyerek) bağışlanma dilerler: "Ey Rabbimiz! SENin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tövbe eden ve SENin yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem azâbından koru."
Mümin (8) "Ey Rabbimiz! Onları da, onların babalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanları da, kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz SEN mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin."
Mümin (9) "Onları kötülüklerden koru. SEN o gün kimi kötülüklerden korursan, ona rahmet etmiş olursun. İşte bu büyük başarıdır."
Mümin (56) Allah'ın âyetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delilleri olmaksızın tartışanlar var ya, onların kalplerinde ancak bir büyüklük taslama vardır. Onlar, tasladıkları büyüklüğe asla ulaşmazlar. SEN Allah'a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
Mümin (77) SEN sabret! Şüphesiz Allah'ın verdiği söz gerçektir. Onları tehdit ettiğimiz azâbın bir kısmını sana göstersek de (ya da göstermeden önce) SENi vefât ettirsek de, sonunda onlar bize döndürüleceklerdir.
Mümin (78) Andolsun, SENden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana anlattıklarımız da var, anlatmadıklarımız da var. Hiçbir peygamber Allah'ın izni olmadan bir mûcize getiremez. Allah'ın emri gelince de hak yerine getirilir. İşte o zaman bunu batıl sayanlar hüsrana uğrarlar.
Fussilet (5) Dediler ki: "(Ey Muhammed!) Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz örtüler içerisindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık, SENinle bizim aramızda da bir perde vardır. O halde SEN (istediğini) yap, şüphesiz biz de (istediğimizi) yapacağız."
Fussilet (34) İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, SENinle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.
Fussilet (36) Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce SENi dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Fussilet (39) Allah'ın varlığının delillerinden biri de şudur: SEN yeryüzünü boynu bükük (kupkuru) görürsün. Onun üzerine yağmuru indirdiğimiz zaman kıpırdar kabarır. Şüphesiz ki, onu dirilten, elbette ölüleri de diriltir. Şüphesiz o, her şeye gücü hakkıyla yetendir.
Fussilet (43) Sana ancak, SENden önceki peygamberlere söylenenler söylenmektedir. Hiç şüphesiz SENin Rabbin hem bağışlama sahibidir, hem de elem dolu bir azap sahibidir.
Şura (3) (Ey Muhammed!) Mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah, sana ve SENden öncekilere işte böyle vahyeder.
Şura (6) Allah'tan başka dostlar edinenlere gelince, Allah onları daima gözetlemektedir. SEN onlara vekil değilsin.
Şura (13) "Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!" diye Nûh'a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve İsâ'ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat SENin kendilerini çağırdığın şey (İslam dini), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.
Şura (15) (Ey Muhammed!) Bundan dolayı SEN çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heva ve heveslerine uyma ve şöyle de: "Ben Allah'ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş de ancak O'nadır."
Şura (17) Allah, hak olarak Kitab'ı ve mizanı3 indirendir. SEN nereden bileceksin belki de o saat (kıyamet) yakındır.
Şura (22) SEN zalimlerin yaptıkları şeyler tepelerine inerken bu yüzden korku ile titrediklerini göreceksin. İnanıp yararlı işler yapanlar da cennet bahçelerindedirler. Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte bu büyük lütuftur.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 Sonraki Sayfa >