"SEN" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "SEN" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 518

SURE ADI AYET
Şura (24) Yoksa "Yalan uydurup Allah'a iftira etti" mi diyorlar. Eğer Allah dilerse SENin kalbini mühürler. Allah bâtılı yok eder, hakkı sözleriyle gerçekleştirir. Şüphesiz O, göğüslerin özünü (kalplerde olanları) hakkıyla bilendir.
Şura (48) Eğer yüz çevirirlerse (bilesin ki), biz SENi onlara bekçi göndermedik. Sana düşen, sadece tebliğdir. Gerçekten biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımızda ona sevinir; ama elleriyle yaptıkları işler yüzünden onlara bir kötülük dokunursa o zaman da insan pek nankördür.
Şura (53) İşte sana da, emrimizle, bir ruh (kalpleri dirilten bir kitap) vahyettik. SEN kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz ki SEN doğru bir yola iletiyorsun; göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah'ın yoluna. İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah'a döner.
Zuhruf (23) İşte böyle, biz SENden önce hiçbir memlekete bir uyarıcı göndermedik ki, oranın şımarık zenginleri, "Şüphe yok ki biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de elbette onların izlerinden gitmekteyiz" demiş olmasınlar.
Zuhruf (38) Sonunda bize geldiğinde, arkadaşına, "Keşke benimle SENin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın!" der.
Zuhruf (40) Sağırlara SEN mi duyuracaksın; yahut körleri ve apaçık bir sapıklık içinde olanları SEN mi doğru yola ileteceksin?
Zuhruf (41) Ya biz SENi (bu dünyadan) alır götürürüz de, onlardan intikam alırız.
Zuhruf (43) Öyle ise sana vahyedilene sımsıkı sarıl. Şüphesiz SEN doğru bir yol üzeresin.
Zuhruf (45) SENden önce gönderdiğimiz elçilerimize sor: Rahmân'dan başka kulluk edilecek ilahlar var etmiş miyiz?
Zuhruf (57) Meryem oğlu İsa bir örnek olarak anlatılınca bir de ne göresin SENin kavmin (SENi susturacak bir delil buldukları zannıyla) hemen şamata etmeye başlar.
Zuhruf (58) "Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa İsa mı?" dediler. Bunu sadece SENinle tartışmak için ortaya attılar. Şüphesiz onlar kavgacı bir toplumdur.
Zuhruf (89) Şimdilik SEN onları hoş gör ve "size selam olsun" de. Yakında bilecekler.
Duhan (49) (Deyin ki:) "Tat bakalım! Hani SEN güçlüydün, şerefliydin!?"
Duhan (58) (Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur'an'ı) SENin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar.
Duhan (59) Artık SEN (onların başına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.
Casiye (18) Sonra da SENi din işi konusunda açık bir yola koyduk. SEN ona uy, bilmeyenlerin heva ve heveslerine uyma.
Ahkaf (15) Biz insana anne babasına iyi davranmayı emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnında taşıdı ve ne zahmetle doğurdu! Onun (anne karnında) taşınması ve sütten kesilme süresi (toplam olarak) otuz aydır. Nihayet olgunluk çağına gelip, kırk yaşına varınca şöyle der: "Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, SENin razı olacağın salih amel işlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım."
Muhammed (13) (Ey Muhammed!) SENi çıkaran kendi memleket halkından daha güçlü nice memleket halkları vardı ki, biz onları helak ettik. Onların hiçbir yardımcısı da olmadı.
Muhammed (16) Onlardan SENi dinleyenler vardır. Fakat SENin yanından çıktıkları zaman (alay ederek), kendilerine bilgi verilmiş olanlara, "Az önce ne söyledi?" derler. İşte bunlar, Allah'ın, kalplerini mühürlediği ve nefislerinin arzularına uyan kimselerdir.
Muhammed (30) Biz dileseydik, onları sana gösterirdik de, SEN onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun, SEN onları, konuşma tarzlarından da tanırsın. Allah yaptıklarınızı bilir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 Sonraki Sayfa >