"SEN" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "SEN" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 518

SURE ADI AYET
Kasas (56) Şüphesiz SEN sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi doğru yola eriştirir. O doğru yola gelecekleri daha iyi bilir.
Kasas (77) "Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi SEN de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah bozguncuları sevmez."
Kasas (85) Kur'an'ı sana farz kılan Allah, şüphesiz SENi dönülecek bir yere döndürecektir. De ki: "Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir."
Kasas (86) SEN, bu kitabın sana verileceğini ummuyordun. Ancak o Rabbinden bir rahmet olarak sana verildi. Öyle ise kafirlere sakın arka çıkma.
Kasas (87) Allah'ın âyetleri sana indirildikten sonra, sakın SENi onlardan çevirmesinler. Rabbin'e çağır ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!
Kasas (88) SEN Allah ile beraber başka bir ilaha ibadet etme. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. Onun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O'nundur ve kesinlikle O'na döndürüleceksiniz.
Ankebut (8) Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini emrettik. Şâyet onlar SENi, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi bana ortak koşman için zorlarlarsa, bu takdirde onlara itaat etme. Dönüşünüz ancak bana olacaktır ve ben yapmakta olduklarınızı size haber vereceğim.
Ankebut (33) Elçilerimiz Lût'a geldiklerinde, Lût, onlar yüzünden tasalandı, onlar hakkında çaresizlik içine düştü. Elçiler ona, "Korkma, üzülme. Biz SENi ve aileni kurtaracağız. Ancak karın başka. O geride kalıp helak edilenlerden olacaktır."
Ankebut (48) SEN şu Kur'an'dan önce hiçbir kitap okumuyor ve onu sağ elinle yazmıyordun. (Okuyup yazsaydın) o takdirde batıl peşinde koşanlar, şüpheye düşerlerdi.
Ankebut (53) SENden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. (Hikmet gereği) belirlenmiş bir süre olmasaydı azap onlara mutlaka gelirdi. Onlar farkında değillerken kendilerine ansızın elbette gelecektir.
Ankebut (55) SENden azabın çabucak gelmesini istiyorlar. Oysa azap kâfirleri üstlerinden ve ayaklarının altından bürüyeceği gün, şüphesiz cehennem onları mutlaka kuşatmış olacaktır. Allah onlara, "Yapmakta olduklarınızın cezasını tadın" diyecektir.
Rum (47) Andolsun, SENden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü'minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.
Rum (52) Şüphesiz, SEN ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri zaman çağrıyı sağırlara da işittiremezsin.
Rum (53) SEN körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. SEN çağrını ancak, âyetlerimize inanıp müslüman olan kimselere işittirebilirsin.
Rum (58) Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik. Andolsun, eğer SEN onlara bir âyet getirSEN, inkâr edenler mutlaka, "Siz ancak asılsız şeyler uyduranlarsınız" derler.
Rum (60) Sabret. Şüphesiz, Allah'ın va'di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın SENi gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesinler.
Lokman (23) Kim inkar ederse, onun inkarı SENi üzmesin. Onların dönüşleri ancak bizedir. Biz de onlara yaptıklarını haber veririz. Allah göğüslerin içindekini (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
Lokman (15) "Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için SENinle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim."
Secde (3) Yoksa "Onu Muhammed uydurdu" mu diyorlar? Hayır o, kendilerine SENden önce hiçbir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için, doğru yolu bulsunlar diye Rabbin tarafından indirilmiş gerçektir.
Secde (23) Andolsun, biz Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vermiştik. SEN de kitaba (Kur'an'a) kavuşma konusunda sakın şüphe içinde olma. Onu İsrailoğullarına bir yol gösterici kılmıştık
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 Sonraki Sayfa >