"HI" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "HI" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 689

SURE ADI AYET
Al-i İmran (80) Onun size, "Melekleri ve peygamberleri ilahlar edinin." diye emretmesi de düşünülemez. Siz müslüman olduktan sonra, o size HIç inkârı emreder mi?
Al-i İmran (81) Hani, Allah peygamberlerden, "Andolsun, size vereceğim her kitap ve HIkmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye söz almış ve, "Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?" demişti. Onlar, "Kabul ettik" demişlerdi. Allah da, "Öyleyse şaHId olun, ben de sizinle beraber şaHIt olanlardanım" demişti.
Al-i İmran (84) De ki: "Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a) İbraHIm'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilene inandık. Onlardan HIçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz ona teslim olanlarız."
Al-i İmran (91) Şüphesiz inkar edip kafir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, HIçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Onların HIçbir yardımcıları da yoktur.
Al-i İmran (96) Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi elbette Mekke'de, âlemlere rahmet ve HIdayet kaynağı olarak kurulan Kâ'be'dir.
Al-i İmran (108) İşte bunlar Allah'ın, sana hak olarak okuduğumuz âyetlerdir. Allah, âlemlere HIç zulüm etmek istemez.
Al-i İmran (118) Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan HIçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz size âyetleri açıkladık.
Al-i İmran (120) Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız onların HIleleri size HIçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır.
Al-i İmran (126) Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla yatışsın diye yaptı. Yardım ve zafer ancak mutlak güç saHIbi, hüküm ve HIkmet saHIbi Allah katındadır.
Al-i İmran (138) Bu (Kur'an), insanlar için bir açıklama, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için bir HIdayet ve bir öğüttür.
Al-i İmran (144) Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah'a HIçbir zarar veremez. Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır.
Al-i İmran (145) HIçbir kimse Allah'ın izni olmadan ölmez. Ölüm belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini isterse, kendisine ondan veririz. Kim de aHIret mükafatını isterse, ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükafatlandıracağız.
Al-i İmran (151) Hakkında HIçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuklarından dolayı; inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız. Barınakları da cehennemdir. Zalimlerin kalacakları yer ne kötüdür.
Al-i İmran (153) Peygamber, arkanızdan sizi çağırırken siz durmadan dağa yukarı kaçıyor, HIç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size keder üstüne keder verdi ki, (bu durumlara alışasınız ve daha sonra) elinizden gidene, ve başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Al-i İmran (154) Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize içinizden bir kısmını örtüp bürüyen bir güven, bir uyku indirdi. Bir kısmınız da kendi canlarının kaygısına düşmüştü. Allah'a karşı caHIliye zannı gibi gerçek dışı zanda bulunuyorlar; "Bu işte bizim HIçbir dahlimiz yok" diyorlardı. De ki: "Bütün iş, Allah'ındır." Onlar sana açıklayamadıklarını içlerinde saklıyorlar ve diyorlar ki: "Bu konuda bizim elimizde bir şey olsaydı burada öldürülmezdik." De ki: "Evlerinizde daHI olsaydınız, üzerlerine öldürülmesi yazılmış bulunanlar mutlaka yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gideceklerdi. Allah bunu göğüslerinizdekini denemek, kalplerinizdekini arındırmak için yaptı. Allah göğüslerin özünü (kalplerde olanı) bilir."
Al-i İmran (161) HIçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da HIçbir haksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir.
Al-i İmran (164) Andolsun, Allah, mü'minlere kendi içlerinden; onlara âyetlerini okuyan, onları arıtıp tertemiz yapan, onlara kitab ve HIkmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
Al-i İmran (170) Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler,Rableri katında Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şeHIt olmamış) kimselere de HIçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.
Al-i İmran (174) Bundan dolayı Allah'tan bir nimet ve lütufla kendilerine HIçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah, büyük lütuf saHIbidir.
Al-i İmran (176) Küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, Allah'a HIçbir şekilde zarar veremezler. Allah, onlara aHIrette bir pay vermemek istiyor. Onlar için büyük azap vardır.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 Sonraki Sayfa >