"allah" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "allah" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 2042

SURE ADI AYET
Al-i İmran (31) De ki: "Eğer allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Al-i İmran (32) De ki: "allah'a ve Peygamber'e itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki allah kafirleri sevmez.
Al-i İmran (34) Şüphesiz, allah, Adem'i, Nûh'u, İbrahim ailesini (soyunu) ve İmran ailesini (soyunu) birbirinden gelmiş birer nesil olarak seçip âlemlere üstün kıldı.allah her şeyi hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Al-i İmran (36) Onu doğurunca, "Rabbim!" dedi, "Onu kız doğurdum." -Oysa allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilir-7 "Erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum."
Al-i İmran (37) Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir şekilde yetiştirdi. Zekeriya'yı8 da onun bakımıyla görevlendirdi. Zekeriya, onun bulunduğu bölmeye her girişinde yanında bir yiyecek bulurdu. "Meryem, Bu sana nereden geldi?" derdi. O da "Bu, allah katından" diye cevap verirdi. Zira allah, dilediğine hesapsız rızık verir.
Al-i İmran (40) Zekeriya, "Ey Rabbim! Bana ihtiyarlık gelip çatmış iken ve karım da kısır iken benim nasıl çocuğum olabilir?" dedi. allah, "Öyledir, ama allah dilediğini yapar" dedi.
Al-i İmran (41) Zekeriya, "Rabbim! (çocuğum olacağına dair) bana bir alâmet ver" dedi. allah da şöyle dedi: "Senin için alâmet, insanlarla üç gün konuşamaman, ancak işaretleşebilmendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et."
Al-i İmran (42) Hani melekler, "Ey Meryem! allah seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı."
Al-i İmran (45) Hani melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! allah seni kendi tarafından bir kelime ile müjdeliyor ki, adı Meryemoğlu İsa Mesih'dir. Dünyada da, ahirette de itibarlı ve allah'a çok yakın olanlardandır."
Al-i İmran (47) (Meryem), "Ey Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. allah, "Öyle ama, allah dilediğini yaratır. O bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece "ol" der, o da hemen oluverir" dedi.
Al-i İmran (48) Ve allah ona kitabı, hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretecek.
Al-i İmran (49) allah onu İsrailoğullarına bir Peygamber olarak gönderecek (ve o da onlara şöyle diyecek): "Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim. Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim. O da allah'ın izniyle hemen kuş oluverir. Körü ve alacalıyı iyileştiririm ve allah'ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer mü'minler iseniz bunda sizin için elbette bir ibret vardır."
Al-i İmran (50) "Benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak için gönderildim ve Rabbiniz tarafından size bir mucize de getirdim. Artık allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."
Al-i İmran (51) "Şüphesiz allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse ona ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur."
Al-i İmran (52) İsa onların inkarlarını sezince, "allah yolunda yardımcılarım kim?" dedi. Havariler, "Biziz allah yolunun yardımcıları. allah'a iman ettik. Şahit ol, biz müslümanlarız" dediler.
Al-i İmran (54) Onlar tuzak kurdular. allah da tuzak kurdu. allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.
Al-i İmran (55) Hani allah şöyle buyurmuştu: "Ey İsa! Şüphesiz, senin hayatına ben son vereceğim. Seni kendime yükselteceğim. Seni inkar edenlerden kurtararak temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim."
Al-i İmran (57) "İman edip salih ameller işleyenlere gelince, allah onların mükafatlarını tastamam verecektir. allah zalimleri sevmez."
Al-i İmran (59) Şüphesiz allah katında (yaratılışları bakımından) İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona "ol" dedi. O da hemen oluverdi.
Al-i İmran (61) Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, allah'ın lanetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım."
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 Sonraki Sayfa >