"al" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "al" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 2308

SURE ADI AYET
Fetih (15) Savaştan geri bırakılanlar, siz ganimetleri almaya giderken, "Bırakın biz de sizinle gelelim" diyeceklerdir. Onlar allah'ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: "Siz bizimle asla gelmeyeceksiniz. allah önceden böyle buyurmuştur." Onlar, "Bizi kıskanıyorsunuz" diyeceklerdir. Hayır, onlar pek az anlarlar.
Fetih (16) Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanlarına de ki: "Siz, güçlü kuvvetli bir kavme karşı teslim oluncaya kadar savaşmaya çağrılacaksınız. Eğer itaat ederseniz allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, allah sizi elem dolu bir azaba uğratır."
Fetih (17) Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir.) Kim allah'a ve Peygamberine itaat ederse, allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu elem dolu bir azaba uğratır.
Fetih (19) Şüphesiz allah, ağaç altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Fetih (20) allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir. Şimdilik bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir. (allah böyle yaptı) ki, bunlar mü'minler için bir delil olsun, sizi de doğru bir yola iletsin.
Fetih (21) Henüz elde edemediğiniz, fakat allah'ın, ilmiyle kuşattığı başka (kazançlar) da vardır. allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Fetih (23) allah'ın ötedenberi işleyip duran kanunu (budur). allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.
Fetih (24) O, Mekke'nin göbeğinde, sizi onlara karşı üstün kıldıktan sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendir. allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
Fetih (25) Onlar, inkar edenler ve sizi Mescid-i Haram'ı ziyaretten ve (ibadet amacıyla) bekletilen kurbanlıkları yerlerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, (allah Mekke'ye girmenize izin verirdi). allah, dilediğini rahmetine koymak için böyle yapmıştır. Eğer, inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, onlardan inkar edenleri elem dolu bir azaba uğratırdık.
Fetih (26) Hani inkar edenler kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. allah ise, Peygamberine ve inananlara huzur ve güvenini indirmiş ve onların takva (allah'a karşı gelmekten sakınma) sözünü tutmalarını sağlamıştı. Zâten onlar buna lâyık ve ehil idiler. allah her şeyi hakkıyla bilmektedir.
Fetih (27) Andolsun, allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. allah, sizin bilmediğinizi bildi ve size bundan başka yakın bir fetih daha verdi.
Fetih (28) O, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir. (allah) o hak dini bütün dinlere üstün kılmak için (böyle yaptı). Şahit olarak allah yeter.
Fetih (29) Muhammed, allah'ın Resülüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde halinde, allah'tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat'ta ve İncil'de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. allah kendileri sebebiyle inkarcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. allah, içlerinden salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükafat vaad etmiştir.
Hucurat (1) Ey iman edenler! allah'ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Hucurat (3) allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, allah'ın, gönüllerini takvâ (allah'a karşı gelmekten sakınma) konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Hucurat (5) Onlar, sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Hucurat (7) Bilin ki, aranızda allah'ın elçisi bulunmaktadır. Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkârı, fasıklığı ve (İslam'ın emirlerine) karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir.
Hucurat (8) allah, kendi katından bir lütuf ve nimet olarak böyle yaptı. allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
Hucurat (9) Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, allah'ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (allah'ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü allah, âdaletli davrananları sever.
Hucurat (10) Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 Sonraki Sayfa >