"al" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "al" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 2308

SURE ADI AYET
Ahzab (17) De ki: "Eğer allah size bir kötülük dilese, sizi allah'tan koruyacak kimdir? Yahut size bir rahmet dilese buna engel olacak kimdir?" Onlar kendilerine allah'tan başka hiçbir dost ve hiçbir yardımcı bulamazlar.
Ahzab (19) Şüphesiz allah içinizden, savaştan alıkoyanları ve kardeşlerine, "Bize gelin" diyenleri biliyor. Size katkıda cimri davranarak savaşa pek az gelirler. Korku geldiğinde ise, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş kimse gibi gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün. Korku gidince de ganimete karşı aşırı düşkünlük göstererek sizi keskin dillerle incitirler. İşte onlar iman etmediler. allah da onların amellerini boşa çıkardı. Bu allah'a kolaydır.
Ahzab (21) Andolsun, allah'ın Resülünde sizin için; allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.
Ahzab (22) Mü'minler düşman birliklerini görünce, "İşte bu allah'ın ve Resülünün bize vaad ettiği şeydir. allah ve Resülü doğru söylemişlerdir" dediler. Bu onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini artırmıştır.
Ahzab (23) Mü'minlerden öyle adamlar vardır ki, allah'a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.
Ahzab (24) Bunun böyle olması allah'ın, doğruları, doğrulukları sebebiyle mükafatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların tövbesini kabul etmesi içindir. Şüphesiz allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Ahzab (25) allah inkar edenleri, hiçbir hayra ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. allah, savaşta mü'minlere kâfi geldi. allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.
Ahzab (26) allah kitap ehlinden olup müşriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz.
Ahzab (27) allah sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız topraklara varis kıldı. allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Ahzab (29) "Eğer allah'ı, Resülünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükafat hazırlamıştır."
Ahzab (30) Ey Peygamber'in hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa onun cezası iki kat verilir. Bu allah'a göre kolaydır.
Ahzab (31) İçinizden kim allah'a ve Resülüne itaat eder ve salih bir amel işlerse, ona mükafatını iki kat veririz. Biz ona bereketli bir rızık hazırlamışızdır.
Ahzab (32) Ey Peygamber'in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer allah'a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.
Ahzab (33) Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekatı verin. allah'a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
Ahzab (34) Siz evlerinizde okunan allah'ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz allah en gizli şeyi bilendir, hakkıyla haberdardır.
Ahzab (35) Şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü'min erkeklerle mü'min kadınlar, itaatkar erkeklerle itaatkar kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, allah'a derinden saygı duyan erkekler, allah'a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, allah'ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için allah bağışlanma ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.
Ahzab (36) allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim allah'a ve Resülüne karşı gelirse şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.
Ahzab (37) Hani sen allah'ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, "Eşini nikahında tut (onu boşama) ve allah'tan sakın" diyordun. İçinde, allah'ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene allah daha layıktı. Zeyd eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü'minlere bir zorluk olmasın. allah'ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.
Ahzab (38) allah'ın, kendisine farz kıldığı şeyleri yerine getirmesi konusunda peygambere bir darlık yoktur. Daha önce gelip geçen peygamberler hakkında da allah'ın kanunu böyledir. allah'ın emri kesinleşmiş bir hükümdür.
Ahzab (39) Daha önce gelip geçen o peygamberler, allah'ın vahiylerini tebliğ eden, allah'tan korkan, başka hiç kimseden korkmayan kimselerdir. allah hesap görücü olarak yeter.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 Sonraki Sayfa >