"al" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "al" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 2308

SURE ADI AYET
Al-i İmran (40) Zekeriya, "Ey Rabbim! Bana ihtiyarlık gelip çatmış iken ve karım da kısır iken benim nasıl çocuğum olabilir?" dedi. allah, "Öyledir, ama allah dilediğini yapar" dedi.
Al-i İmran (41) Zekeriya, "Rabbim! (çocuğum olacağına dair) bana bir alâmet ver" dedi. allah da şöyle dedi: "Senin için alâmet, insanlarla üç gün konuşamaman, ancak işaretleşebilmendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et."
Al-i İmran (42) Hani melekler, "Ey Meryem! allah seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı."
Al-i İmran (44) (Ey Muhammed!) Bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryem'i kim himayesine alıp koruyacak diye kalemlerini (kur'a için) atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu konuda) tartışırlarken de yanlarında değildin.
Al-i İmran (45) Hani melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! allah seni kendi tarafından bir kelime ile müjdeliyor ki, adı Meryemoğlu İsa Mesih'dir. Dünyada da, ahirette de itibarlı ve allah'a çok yakın olanlardandır."
Al-i İmran (47) (Meryem), "Ey Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. allah, "Öyle ama, allah dilediğini yaratır. O bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece "ol" der, o da hemen oluverir" dedi.
Al-i İmran (48) Ve allah ona kitabı, hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretecek.
Al-i İmran (49) allah onu İsrailoğullarına bir Peygamber olarak gönderecek (ve o da onlara şöyle diyecek): "Şüphesiz ben size Rabbinizden bir mucize getirdim. Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar, ona üflerim. O da allah'ın izniyle hemen kuş oluverir. Körü ve alacalıyı iyileştiririm ve allah'ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne yiyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer mü'minler iseniz bunda sizin için elbette bir ibret vardır."
Al-i İmran (50) "Benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak için gönderildim ve Rabbiniz tarafından size bir mucize de getirdim. Artık allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."
Al-i İmran (51) "Şüphesiz allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse ona ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur."
Al-i İmran (52) İsa onların inkarlarını sezince, "allah yolunda yardımcılarım kim?" dedi. Havariler, "Biziz allah yolunun yardımcıları. allah'a iman ettik. Şahit ol, biz müslümanlarız" dediler.
Al-i İmran (54) Onlar tuzak kurdular. allah da tuzak kurdu. allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.
Al-i İmran (55) Hani allah şöyle buyurmuştu: "Ey İsa! Şüphesiz, senin hayatına ben son vereceğim. Seni kendime yükselteceğim. Seni inkar edenlerden kurtararak temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim."
Al-i İmran (57) "İman edip salih ameller işleyenlere gelince, allah onların mükafatlarını tastamam verecektir. allah zalimleri sevmez."
Al-i İmran (59) Şüphesiz allah katında (yaratılışları bakımından) İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona "ol" dedi. O da hemen oluverdi.
Al-i İmran (61) Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, allah'ın lanetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım."
Al-i İmran (62) Şüphesiz bu (İsa hakkındaki) gerçek kıssadır. allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Şüphesiz allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Al-i İmran (63) Eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz ki allah fesat çıkaranları çok iyi bilir.
Al-i İmran (64) De ki: "Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin: Yalnız allah'a ibadet edelim. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım. allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilah edinmesin." Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahit olun, biz müslümanlarız."
Al-i İmran (66) İşte siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. Ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? allah bilir, siz bilmezsiniz.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 Sonraki Sayfa >