"al" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "al" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 2308

SURE ADI AYET
Al-i İmran (67) İbrahim ne Yahudi idi ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (allah'ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. allah'a ortak koşanlardan da değildi.
Al-i İmran (68) Şüphesiz, insanların İbrahim'e en yakın olanı, elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü'minlerdir. allah da mü'minlerin dostudur.
Al-i İmran (70) Ey Kitap ehli! (Gerçeğe) şahit olduğunuz halde, niçin allah'ın âyetlerini inkar ediyorsunuz?
Al-i İmran (73) "Sizin dininize uyandan başkasına inanmayın" (dediler). De ki: "Şüphesiz hidayet, allah'ın hidayetidir. Birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzurunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?" De ki: "Lütuf allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir. allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir."
Al-i İmran (74) O, rahmetini dilediğine has kılar. allah büyük lütuf sahibidir.
Al-i İmran (75) Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana (eksiksiz) iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların, "Ümmîlere karşı (yaptıklarımızdan) bize vebal yoktur" demelerinden dolayıdır. Onlar, bile bile allah'a karşı yalan söylerler.
Al-i İmran (76) Hayır! (Gerçek, onların dediği değil.) Kim sözünü yerine getirir ve allah'a karşı gelmekten sakınırsa şüphesiz allah da sakınanları sever.
Al-i İmran (77) Şüphesiz, allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir karşılığa değişenler var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur. allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır.
Al-i İmran (78) Onlardan (Kitap ehlinden) bir grup var ki, Kitab'dan olmadığı halde Kitab'dan sanasınız diye (okudukları) Kitap'tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, "Bu, allah katındandır" derler. Halbuki o, allah katından değildir. Bile bile allah'a karşı yalan söylerler.
Al-i İmran (79) allah'ın, kendisine Kitab'ı, hükmü (hikmeti) ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın, "allah'ı bırakıp bana kullar olun" demesi düşünülemez. Fakat (şöyle öğüt verir:) "Öğretmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbânîler (allah'ın istediği örnek ve dindar kullar) olun."
Al-i İmran (81) Hani, allah peygamberlerden, "Andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye söz almış ve, "Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?" demişti. Onlar, "Kabul ettik" demişlerdi. allah da, "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım" demişti.
Al-i İmran (83) Göklerdeki ve yerdeki herkes ister istemez ona boyun eğmişken ve ona döndürülüp götürülecekken onlar allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar?
Al-i İmran (86) İman ettikten, Peygamberin hak olduğuna şahitlik ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra inkar eden bir toplumu allah nasıl doğru yola eriştirir? allah zalim toplumu doğru yola iletmez.
Al-i İmran (87) İşte onların cezası; allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetinin üzerlerine olmasıdır.
Al-i İmran (89) Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır. Şüphesiz allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Al-i İmran (91) Şüphesiz inkar edip kafir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.
Al-i İmran (92) Sevdiğiniz şeylerden allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız allah onu bilir.
Al-i İmran (94) Artık bundan sonra allah'a karşı kim yalan uydurursa, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
Al-i İmran (95) De ki: "allah doğru söylemiştir. Öyle ise hakka yönelen İbrahim'in dinine uyun. O, allah'a ortak koşanlardan değildi."
Al-i İmran (97) Onda apaçık deliller, Makam-ı İbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse (bu hakkı tanınmazsa), şüphesiz allah bütün âlemlerden müstağnidir. (Kimseye muhtaç değildir, her şey ona muhtaçtır.)
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 Sonraki Sayfa >