"al" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "al" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 2308

SURE ADI AYET
Hadıd (18) Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve allah'a güzel bir borç verenler var ya, (verdikleri) onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükafat da vardır.
Hadıd (19) allah'a ve Peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîklar (sözü özü doğru kimseler) ve allah katında şahitlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar cehennemliklerdir.
Hadıd (20) Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) allah'ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir.
Hadıd (21) Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni, gökle yerin genişliği kadar olan, allah'a ve Resûlüne inananlar için hazırlanan cennete yarışırcasına koşun. İşte bu, allah'ın lütfudur. Onu dilediğine verir. allah büyük lütuf sahibidir.
Hadıd (22) Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, allah'a göre kolaydır.
Hadıd (23) Elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye (böyle yaptık.) Çünkü allah, kendini beğenip övünen hiçbir kimseyi sevmez.
Hadıd (24) Onlar cimrilik edip insanlara da cimriliği emreden kimselerdir. Kim yüz çevirirse bilsin ki şüphesiz allah ganîdir, zengindir, övülmeye lâyıktır.
Hadıd (25) Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler. Kendisinde müthiş bir güç ve insanlar için birçok faydalar bulunan demiri yarattık (ki insanlar ondan yararlansınlar). allah da kendisine ve Resüllerine gayba inanarak yardım edecekleri bilsin. Şüphesiz allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.
Hadıd (27) Sonra bunların peşinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu İsa'yı gönderdik, ona İncil'i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri ruhbanlığa gelince; biz onu onlara farz kılmamıştık. allah'ın rızasını kazanmak için onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği gibi uymadılar. Biz de içlerinden iman edenlere mükafatlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da fasık kimselerdir.
Hadıd (28) Ey iman edenler; allah'a karşı gelmekten sakının ve peygamberine iman edin ki, size rahmetinden iki kat pay versin, size kendisiyle yürüyeceğiniz bir nur versin ve sizi bağışlasın. allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Hadıd (29) Bunları açıkladık ki, kitap ehli, allah'ın lütfundan hiçbir şeyi kendilerine has kılmaya güçlerinin yetmeyeceğini ve lütfun, allah'ın elinde olduğunu, onu dilediği kimseye vereceğini bilsinler. allah büyük lütuf sahibidir.
Mücadele (1) allah, kocası hakkında seninle tartışan ve allah'a şikayette bulunan kadının sözünü işitmiştir. allah, sizin sürdürdüğünüz konuşmayı (zaten) işitmekteydi. Şüphesiz allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Mücadele (2) İçinizden kadınlarına zıhar1 yapanlar bilsinler ki, o kadınlar onların anaları değildir. Onların anaları ancak, kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar (zıhar yaparlarken) hoş karşılanmayan ve yalan bir söz söylüyorlar. Şüphesiz allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.
Mücadele (3) Kadınlarından zıhar yaparak ayrılıp sonra da söylediklerinden dönecek olanlar, eşleriyle birbirlerine dokunmadan önce, bir köle azat etmelidirler. İşte bu hüküm ile size öğüt veriliyor. allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Mücadele (4) Kim (köle azat etme imkanı) bulamazsa, eşine dokunmadan önce ardarda iki ay oruç tutmalıdır. Kimin de buna gücü yetmezse altmış fakiri doyurmalıdır. Bunlar allah'a ve Resülüne hakkıyla iman edesiniz diyedir. İşte bunlar allah'ın sınırlarıdır. Kafirler için elem dolu bir azap vardır.
Mücadele (5) allah'a ve Resülüne düşmanlık edenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Oysa biz apaçık âyetler indirdik. Kafirler için alçaltıcı bir azap vardır.
Mücadele (6) allah'ın onları hep birden diriltip yaptıklarını kendilerine haber vereceği günü hatırla. allah onları sayıp zaptetmiş, onlarsa bunları unutmuşlardır. allah her şeye şahittir.
Mücadele (7) Göklerdeki ve yerdeki her şeyi allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişi gizlice konuşmaz ki, dördüncüleri O olmasın. Beş kişi gizlice konuşmaz ki altıncıları O olmasın. Bundan daha az, yahut daha çok da olsalar, nerede olurlarsa olsunlar, O mutlaka onlarla beraberdir. Sonra onlara yaptıklarını Kıyamet günü haber verecektir. allah her şeyi hakkıyla bilir.
Mücadele (8) Gizlice konuşmaktan menedilip de, menedildikleri şeyi işleyen ve günah, düşmanlık ve peygambere isyanı konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde allah'ın seni selamlamadığı selamla selamlıyorlar. İçlerinden de, "Söylediklerimizden dolayı allah bize azap etse ya!" diyorlar. Cehennem onlara yeter! Oraya girecekler. Ne kötü varış yeridir orası!2
Mücadele (9) Ey iman edenler! Siz başbaşa gizlice konuştuğunuz zaman, günah, düşmanlık ve peygambere isyanı konuşmayın. İyilik ve takvayı konuşun ve huzuruna toplanacağınız allah'a karşı gelmekten sakının.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 Sonraki Sayfa >