"T" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "T" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1573

SURE ADI AYET
Ankebut (28) T'u da peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişTi: "GerçekTen siz, sizden önce dünyada hiçbir Toplumun yapmadığı bir hayasızlığı işliyorsunuz."
Ankebut (29) "Siz hâlâ erkeklere yanaşacak, yol kesecek ve ToplanTılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?" Kavminin cevabı, "Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi Allah'ın azabını geTir bize" demeden ibareT oldu.
Ankebut (33) Elçilerimiz LûT'a geldiklerinde, LûT, onlar yüzünden Tasalandı, onlar hakkında çaresizlik içine düşTü. Elçiler ona, "Korkma, üzülme. Biz seni ve aileni kurTaracağız. Ancak karın başka. O geride kalıp helak edilenlerden olacakTır."
Ankebut (39) Kârûn'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da helak eTTik. Andolsun, Mûsâ kendilerine apaçık mucizeler geTirmişTi de yeryüzünde büyüklük Taslamışlardı. Oysa bizi geçip (azabımızdan) kurTulamazlardı.
Ankebut (40) Bunların her birini kendi günahları yüzünden yakaladık. Onlardan Taş yağmuruna TuTTuklarımız var. Onlardan o korkunç sesin yakaladığı kimseler var. Onlardan yerin dibine geçirdiklerimiz var. Onlardan suda boğduklarımız var. Allah onlara zulmediyor değildi, fakaT onlar kendilerine zulmediyorlardı.
Ankebut (42) Şüphesiz Allah, onların, kendini bırakıp da başka ne Tür şeylere TapTıklarını biliyor. O, muTlak güç sahibidir, hüküm ve hikmeT sahibidir.
Ankebut (43) İşTe bu Temsilleri biz insanlar için geTiriyoruz. Onları ancak bilginler düşünüp anlarlar.
Ankebut (46) İçlerinden zulmedenler hariç, KiTap ehli ile ancak en güzel bir yolla mücadele edin ve (onlara) şöyle deyin: "Biz, bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim ilahımız ve sizin ilahınız birdir (aynı ilahTır). Biz sadece ona Teslim olmuş kimseleriz."
Ankebut (48) Sen şu Kur'an'dan önce hiçbir kiTap okumuyor ve onu sağ elinle yazmıyordun. (Okuyup yazsaydın) o Takdirde baTıl peşinde koşanlar, şüpheye düşerlerdi.
Ankebut (55) Senden azabın çabucak gelmesini isTiyorlar. Oysa azap kâfirleri üsTlerinden ve ayaklarının alTından bürüyeceği gün, şüphesiz cehennem onları muTlaka kuşaTmış olacakTır. Allah onlara, "YapmakTa olduklarınızın cezasını Tadın" diyecekTir.
Ankebut (57) Her can ölümü TadacakTır. Sonra bize döndürüleceksiniz.
Ankebut (59) Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine Tevekkül eden kimselerdir.
Ankebut (60) Nice canlılar vardır ki, rızıklarını Taşımazlar (yiyecek birikTirmezler). Onları da sizi de Allah rızıklandırır. O hakkıyla işiTendir, hakkıyla bilendir.
Rum (7) Onlar dünya hayaTının ancak dış yönünü bilirler. AhireT konusunda ise Tamamen gafleTTedirler.
Rum (11) Allah, başlangıçTa yaraTmayı yapar, sonra onu Tekrar eder. Sonra da yalnız ona döndürüleceksiniz.
Rum (17) Öyle ise akşama girdiğinizde, sabaha kavuşTuğunuzda, Allah'ı Tespih edin.
Rum (18) Göklerde ve yerde hamd O'na mahsusTur. Gündüzün sonunda ve öğle vakTine girdiğinizde Allah'ı Tespih edin.
Rum (20) Sizi ToprakTan yaraTması, O'nun (varlığının ve kudreTinin) delillerindendir. Sonra bir de gördünüz ki siz beşer olmuş (çoğalıp) yayılıyorsunuz.
Rum (21) Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için Türünüzden eşler yaraTması ve aranızda bir sevgi ve merhameT var eTmesi de onun (varlığının ve kudreTinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir Toplum için elbeTTe ibreTler vardır.
Rum (23) Geceleyin uyumanız ve gündüzün onun lüTfundan isTemeniz de O'nun (varlığının ve kudreTinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda işiTen bir Toplum için ibreTler vardır.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 Sonraki Sayfa >