"T" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "T" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1573

SURE ADI AYET
Sebe (32) Büyüklük Taslayanlar zayıf ve güçsüz görülenlere, "Size hidayeT geldikTen sonra, biz mi sizi ondan alıkoyduk? Hayır, suçlu olanlar sizlerdiniz" derler.
Sebe (33) Zayıf ve güçsüz görülenler, büyüklük Taslayanlara, "Hayır, bizi hidayeTTen sapTıran gece ve gündüz kurduğunuz Tuzaklardır. Çünkü siz bize Allah'ı inkar eTmemizi ve O'na eşler koşmamızı emrediyordunuz" derler. Azabı görünce de içTen içe pişmanlık duyarlar. Biz de inkar edenlerin boyunlarına demir halkalar geçiririz. Onlar ancak yapmakTa olduklarının cezasını göreceklerdir.
Sebe (40) Allah'ın, onları hep birden Toplayacağı, sonra da meleklere, "Bunlar mı size ibadeT ediyorlardı?" diyeceği günü bir haTırla!
Sebe (41) (Melekler) derler ki: "Seni eksikliklerden uzak TuTarız. Onlar değil, sen bizim dosTumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadeT ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu."
Sebe (42) İşTe bugün birbirinize ne fayda ne de zarar verebilirsiniz. Zulmedenlere, "YalanlamakTa olduğunuz cehennem azabını Tadın" deriz.
Sebe (43) ÂyeTlerimiz apaçık bir şekilde onlara okunduğunda, "Bu sadece, aTalarınızın TapmakTa olduğu şeylerden sizi alıkoymak isTeyen bir adamdır" dediler. Bir de, "Bu (Kur'an), uydurulmuş bir yalandır" dediler. Yine hak kendilerine geldiğinde onu inkar edenler, "Bu ancak apaçık bir büyüdür" dediler.
Sebe (46) (Ey Muhammed!) De ki: "Ben size ancak bir Tek şeyi, Allah için ikişer ikişer, Teker Teker kalkıp düşünmenizi öğüTlüyorum. Arkadaşınız Muhammed'de cinneTTen eser yokTur. O şiddeTli bir azapTan önce sizin için ancak bir uyarıcıdır."
Sebe (53) Oysa daha önce onu inkar eTmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında aTıp TuTuyorlardı.
Sebe (54) Tıpkı daha önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzuladıkları arasına bir engel konmuşTur. Çünkü onlar derin bir şüphe içindeydiler.
Fatır (41) Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup giTmesinler diye (kurduğu düzende) TuTuyor. Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O'ndan başka hiç kimse onları TuTamaz. Şüphesiz O, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühleT verir), çok bağışlayandır.
Fatır (40) De ki: "Allah'ı bırakıp da TapTığınız orTaklarınızı gördünüz mü? GösTerin bana, onlar yerden ne yaraTmışlardır?" Yoksa onların göklerde bir orTaklıkları mı var? Yoksa kendilerine bir kiTap verdik de, o kiTapTan, açık bir delile mi sahip bulunuyorlar? Hayır, zalimler birbirlerine aldaTmadan başka hiçbir şey vaadeTmezler.
Fatır (37) Onlar cehennemde, "Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekTe olduğumuzdan başka ameller, salih ameller işleyelim" diye bağrışırlar. (Onlara şöyle denilir:) "Sizi, düşünüp öğüT alacak kimsenin düşünüp öğüT alabileceği kadar yaşaTmadık mı? Size uyarıcı da gelmişTi. Öyle ise Tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yokTur."
Fatır (31) (Ey Muhammed!) Sana vahyeTTiğimiz kiTap (Kur'an), kendinden öncekini Tasdik eden hak kiTapTır. Şüphesiz Allah (kullarından) hakkıyla haberdardır. Onları hakkıyla görür.
Fatır (30) Allah kendilerine mükafaTlarını Tam olarak versin ve kendi lüTfundan daha da arTırsın diye (böyle yaparlar). Şüphesiz O, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.
Fatır (29) Şüphesiz, Allah'ın kiTabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıkTan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar eTmeyecek bir TicareT umabilirler.
Fatır (27) Görmüyor musun ki Allah gökTen su indirdi. Biz onunla Türlü Türlü ürünler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı (birbirinden farklı) çeşiTli renklerde yollar (kaTmanlar) var, simsiyah Taşlar da var.
Fatır (12) İki deniz aynı olmaz. Şu TaTlıdır, susuzluğu giderir; içimi kolaydır. Şu ise Tuzludur, acıdır. Bununla beraber her birinden Taze eT yersiniz ve Takınacağınız süs eşyası çıkarırsınız. Allah'ın lüTfundan isTemeniz ve şükreTmeniz için gemilerin orada suyu yara yara giTTiğini görürsün.
Fatır (11) Allah sizi önce ToprakTan, sonra da az bir sudan (meniden) yaraTTı. Sonra sizi (erkekli dişili) eşler yapTı. Allah'ın ilmine dayanmadan hiçbir dişi ne hamile kalır ne de doğurur. Herhangi bir kimseye uzun ömür verilmez, yahuT ömrü kısalTılmaz ki bu bir kiTapTa (Levh-i Mahfuz'da yazılı) olmasın. Şüphesiz bu Allah'a kolaydır.
Fatır (10) Her kim şan ve şeref isTiyorsa bilsin ki, şan ve şeref büTünüyle Allah'a aiTTir. Güzel sözler ancak ona yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükselTir. KöTülükleri Tuzak yapanlar var ya, onlar için çeTin bir azap vardır. İşTe onların Tuzağı boşa çıkar.
Fatır (9) Allah, rüzgarları gönderendir. Onlar da buluTları harekeT eTTirir. Biz de buluTları ölü bir Toprağa sürer ve onunla ölümünden sonra yer yüzünü dirilTiriz. İşTe ölümden sonra diriliş de böyledir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 Sonraki Sayfa >