"T" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "T" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1573

SURE ADI AYET
Al-i İmran (160) Allah size yardım ederse, sizi yenecek yokTur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Mü'minler, ancak Allah'a Tevekkül eTsinler.
Al-i İmran (161) Hiçbir peygamberin emaneTe hıyaneT eTmesi düşünülemez. Kim hıyaneT ederse, kıyameT günü, hıyaneT eTTiği şeyle birlikTe gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğraTılmaksızın herkese kazandığının karşılığı TasTamam ödenir.
Al-i İmran (164) Andolsun, Allah, mü'minlere kendi içlerinden; onlara âyeTlerini okuyan, onları arıTıp TerTemiz yapan, onlara kiTab ve hikmeTi öğreTen bir peygamber göndermekle büyük bir lüTufTa bulunmuşTur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık içinde idiler.
Al-i İmran (167) İki Topluluğun (ordunun) karşılaşTığı günde başınıza gelen musibeT Allah'ın izniyledir. Bu da mü'minleri orTaya çıkarması ve münafıklık yapanları belli eTmesi içindi.Onlara (münafıklara), "Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunmaya geçin" denildi de onlar, "Eğer savaşmayı bilseydik, arkanızdan gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok küfre yakın idiler. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Oysa Allah, içlerinde gizledikleri şeyi çok iyi bilmekTedir.
Al-i İmran (173) Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, "İnsanlar size karşı ordu Toplamışlar, onlardan korkun" dediklerinde, bu söz onların imanını arTırdı ve "Allah bize yeTer, O ne güzel vekildir!" dediler.
Al-i İmran (179) Allah, pisi Temizden ayırıncaya kadar mü'minleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. Allah size gaybı bildirecek de değildir. FakaT Allah, peygamberlerinden dilediğini seçer (gaybı ona bildirir). O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve Allah'a karşı gelmekTen sakınırsanız sizin için büyük bir mükafaT vardır.
Al-i İmran (185) Her canlı ölümü TadacakTır. Ancak kıyameT günü yapTıklarınızın karşılığı size TasTamam verilecekTir. Kim cehennemden uzaklaşTırılıp cenneTe sokulursa gerçekTen kurTuluşa ermişTir. Dünya hayaTı, aldaTıcı meTadan başka bir şey değildir.
Al-i İmran (191) Onlar ayakTayken, oTururken ve yanları üzerine yaTarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaraTılışı üzerinde düşünürler. "Rabbimiz! Bunu boş yere yaraTmadın, seni eksikliklerden uzak TuTarız. Bizi aTeş azabından koru" derler.
Nisa (1) Ey insanlar! Sizi bir Tek nefisTen yaraTan ve ondan da eşini yaraTan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana geTirip) yayan Rabbinize karşı gelmekTen sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekTe bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekTen ve akrabalık bağlarını koparmakTan sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde bir gözeTleyicidir.
Nisa (2) YeTimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helâli haramla) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza kaTıp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahTır.
Nisa (3) Eğer, (velisi olduğunuz) yeTim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaleTsizlik eTmekTen korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın.2 Eğer (o kadınlar arasında da) adaleTli davranmayacağınızdan korkarsanız o TakTirde bir Tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yeTinin. Bu, adaleTTen ayrılmamanız için daha uygundur.
Nisa (6) YeTimleri deneyin. Evlenme çağına (büluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye geTirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yeTim malından yemeğe) Tenezzül eTmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmeTinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahiT bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeTer.
Nisa (8) Miras Taksiminde (kendilerine pay düşmeyen) akrabalar, yeTimler ve fakirler hazır bulunurlarsa, onlara da maldan bir şeyler verin ve onlara (gönüllerini alacak) güzel sözler söyleyin.
Nisa (9) Kendileri, geriye zayıf çocuklar bırakTıkları Takdirde, onlar hakkında endişeye kapılanlar, (yeTimler hakkında da) ürperip korksunlar. Allah'a karşı gelmekTen sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.
Nisa (11) Allah size, çocuklarınız (ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bırakTığının üçTe ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bırakTığı maldan, ana babasından her birinin alTıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçTe bir düşer. Eğer kardeşleri varsa anasının hissesi alTıda birdir. (Bu paylaşTırma, ölenin) yapacağı vasiyeTTen ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz. Bunlar, Allah Tarafından farz kılınmışTır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmeT sahibidir.
Nisa (15) Kadınlarınızdan fuhuş (zina) yapanlara karşı içinizden dörT şahiT geTirin. Eğer onlar şahiTlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp göTürünceye veya Allah onlar hakkında bir yol açıncaya kadar kendilerini evlerde TuTun (dışarı çıkarmayın).7
Nisa (16) Sizlerden fuhuş (zina) yapanların her ikisini de inciTip kınayın. Eğer onlar Tövbe edip ıslah olurlarsa onları inciTip kınamakTan vazgeçin. Çünkü Allah Tövbeleri çok kabul edendir, çok merhameT edendir.
Nisa (17) Allah kaTında (makbul) Tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden Tövbe edenlerin Tövbesidir. İşTe Allah bunların Tövbelerini kabul buyurur. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmeT sahibidir.
Nisa (18) Yoksa, (makbul) Tövbe, köTülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çaTınca, "İşTe ben şimdi Tövbe eTTim" diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahireTTe elem dolu bir azap hazırlamışızdır.
Nisa (23) Size şunlarla evlenmek haram kılındı: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, Teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süT anneleriniz, süT kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız, -eğer anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yokTur- öz oğullarınızın karıları, iki kız kardeşi (nikah alTında) bir araya geTirmeniz. Ancak geçenler (önceden yapılan bu Tür evlilikler) başka. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhameT edicidir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 Sonraki Sayfa >